Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Normalleşme yolunda

Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 Kasım'da Trump'la görüşmek için Washington'a gidiyor. Her iki taraf da gergin. Barış Pınarı Harekâtı sırasında hem Türk hem de Amerikan kamuoyunda yükselen tansiyon bu görüşmeyi daha da ilginç kılıyor.
Amerikan kamuoyunda tartışma bir iç siyaset malzemesi haline geldi.
Trump karşıtları Erdoğan'ın gelişini Trump'a karşı kullanmak isteyecek.
Trump'ın Erdoğan'ın politikalarına teslim olduğunu ve tavizkar davranarak Amerikan dış politikasına zarar verdiğini iddia edecek.
Azil tartışmaları öncesinde bunu sonuna kadar köpürtecekler.
Trump ise kendini Türkiye'yi ikna edebilen ve Amerikan dış politikasında Obama'nın yanlışlarını düzelten bir aktör olarak sunmaya çalışacak.
Böyle bir karmaşa içerisinde ortamın daha da ateşlenmesini bekleyebiliriz. Türk heyeti çeşitli protestolara bile maruz kalabilir.
Bunlar için yoğun bir hazırlık yapıldığını görmemek imkânsız. Amerikan basını başı çekecektir.
Ama bizi ilgilendiren kısmı burası değil.
Biz gürültü çıkarmaya değil iş görmeye gidiyoruz. Önümüzde çözülmesi gereken krizler var. Ve Trump her halükârda Washington'da bizimle iş yapmaya hevesli tek isim. Erdoğan bu durumun farkında ve Trump'ın iş tutuş biçimini oldukça iyi analiz etmiş. Müzakerelerde adım adım ilerlemesini bildi. Şimdiye kadar istediklerini aldı. Bu tür görüşmelerden kusursuz sonuçlar çıkmaz. Ama pürüzler de zaman içerisinde farklı görüşmelerde düzeltilebilir.
Daha önceki görüşmelerde sonuçlar almış olmak bizi cesaretlendiriyor. Fakat bu kez durum daha da iyi. ABD ile aramızdaki en önemli sorun olan PYD konusunda kritik eşik dönüldü. Güvenli Bölge mutabakatı sayesinde Türkiye'nin sınırında bir terör devleti ihtimali son buldu.
Amerikan askerlerinin bazı petrol bölgelerini PYD lehine koruma altına almaya çalışmasına bakmayın. Petrol bu oyunda öylesine stratejik bir madde değil. Ne PYD'yi finanse etmeye yeter ne de Suriye siyasetinin ana gündem maddesidir.
Trump Amerikan kamuoyuna çok bilindik bir ezber üzerinden mesaj veriyor. PYD'yi terk etmemiş gibi bir imaj yaratmaya çalışıyor.
Uzun vadede bu petrol bölgeleri ABD-Rusya arasında ve PYDRejim arasında bir çatışma nedeni bile olabilir.
Türkiye şimdilik derin bir nefes aldı.
Petrol bölgeleri gibi marjinal konulara odaklanıp ana gündemi kaçırmamak lazım. ABD ile Türkiye arasında ilişkileri zehirleyen en önemli mesele çözüm yoluna girdi. Dolayısıyla şimdi pozitif gündemli bir toplantı yapmak mümkün. Masada PYD'ye ilaveten F-35 ve 100 milyar dolarlık ticaret hacmi gibi ilişkilerin normalleşmesini sağlayacak başlıklar var. Türkiye bunlardan bir veya birkaçında daha ilerleme kaydedebilirse önü daha da açılır.
Taraflar ciddi hazırlık içerisinde. Bu kez kriz çözme toplantısı değil, en önemli krizin çözülmesinin ardından bir normalleşme toplantısı olacak. Felç olmuş Amerikan devletinden hızla iyi ilişkilere geçmesini beklemiyoruz ancak en azından normalleşme için bir ihtimal var.
Zorlamaya değer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA