Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Kadına şiddet Kâbe'yi yıkmak gibidir

Bir elmayı düşünün. Onu tam ortadan ikiye bölüyorsunuz. İki eşit parçaya. Bu elmanın bir parçasının diğer parçadan hiçbir farkı yoktur. İkisini bir araya getirdiğinizde bir bütün elde edersiniz. Bir elmanın bir parçası tek başına bir bütünü ifade etmez.
Hz. Peygamber (s.a.v.) kadın ve erkeği anlatırken öyle bir ifade kullanıyor ki, o ifade işte bize bu örneği hatırlatıyor. "Kadın ve erkek bir bütünün iki eşit parçasıdır." Zafiyetleri, heyecanları, gıdaları, oksijenleri, zevkleri, üzüntüleri, sevinçleri, tasaları, duaları hep aynıdır. Ortak bir baba ve anneden olmuşlardır. Beraberce günah işlemişler. Beraberce tövbe etmiş, beraberce tövbeleri kabul görmüştür. Cennetten beraberce indirilmişlerdir..
Şeytan onların ortak hasmıdır. Rabbimiz , ikisinin de Rabbidir. Burunları, kulakları, gözleri, ayakları, elleri biraz farklı da olsa aynıdır. Yani diyeceğim o ki; yok birbirinden farkları. Biri diğerinden üstün değildir.
Farklı da değildir. Biri ne ise, ötekisi de odur.
Yüce Rabbimiz Havva ninemizi, Adem dedemize sükunet ve rahatlık bulsun diye yarattı. Hz. Adem'i Hz. Havva için, Hz. Havva'yı da Hz. Adem için yarattı.
İkisini de Yüce Rabbi bilsinler, kulluk görevlerini yerine getirsinler diye yarattı.
Sonra onları çoğalttı. Birine erkek diğerine kadın dedik.

Evlilik niye yapılıyor
Kadın ve erkek, güzel bir yuva kursunlar, bu yuvanın en güzel meyvesi olan çocuklara sahip olsunlar, birbirlerini günahtan korusunlar, ibadete yönlendirsinler, günaha ve mutsuzluğa karşı dirensinler, güzel bir dünya kursunlar, sırlarını paylaşsınlar, imtihan dünyasını başarıyla geçsinler diye bir araya geldiler. Evlilik, yuva kurmak bizim bildiğimiz kadarıyla buydu.
Peki böyle oluyor mu? Kısmen evet. Ama maalesef bir çok evlilikte bu nezih ve temiz hedefleri gerçekleştirmek mümkün olmuyor. Kadın baskıya uğruyor, hırpalanıyor, örseleniyor, şiddet görüyor ve dayağa maruz kalıyor. Boşanabilen kadın çocuklarıyla kenara itiliyor. Şiddet ve baskıya maruz kalan ise boşanmak istediğinde ya öldürülüyor veya feci zulümlere maruz kalıyor. Sadece evli olan kadınlar değil, evdeki kızlar da, aynı sıkıntıdan paylarına düşeni alıyorlar. Kimi babanın, kimi ağabeyin şiddetine maruz kalıyor.
Hepimiz bu baskıya karşıyız ve şiddetin durması için yazıp çiziyoruz. Sesimizi yükseltiyoruz ama istenilen sonucu alamıyoruz. Peki neden sonuç alamıyoruz. Bunun cevabını yeterince sorguladığımızı zannetmiyorum.

Neden şiddet uygulanıyor
Bunca kadına uygulanan şiddet ve baskıya engel olmak için, şiddetin sebepleri üzerinde durmak gerekir. Bunları çözemeden şiddeti engellemek zordur. Kanuni müeyyidelerle şiddeti durdurmak istenilen sonucu veremeyebilir.
Ben bundan sonraki tartışmalarda faydalı olabilir diye birkaç noktaya işaret etmek istiyorum;
a- Kadına şiddetin yaratılıştaki kutsiyeti zedelediği, Kâbe'yi yıkmak kadar çirkin ve sarsıcı olduğu anlatılmalıdır. Çünkü bir müminin onuru, Kâbe'den daha az kutsal değildir.
b- Zorla yapılan evlilikler ilerideki şiddetin zeminini hazırlıyor. İslam da, akıl da zorla güzelliğin olmayacağını öngörüyor. Baba veya anne zoruyla evlendirilen kızın, bütün direnç noktaları başta kırılıyor. Kendisini zorla evlendiren baba-anneye neyi, nasıl danışacak? Kendisinden şiddet gördüğü eşiyle yaşadıklarını , ailesine nasıl anlatacak? Sağır duvarlara mı anlatacak!
c- Ailesini terk edip erkeğe kaçan kadınlar, şiddet gördüklerinde, aileleriyle dertlerini paylaşamıyorlar.
d- Maddi yönden imkânı olmayan kadınlar ne kadar şiddet görürse görsünler maalesef kendilerini özgür kılacak hamle yapamıyorlar. Sırtlarını dayayacak, güvenilir bir dayanak bulamıyorlar.
e- Erkeğin yapacağı şiddeti, aldatmaları ona hak gibi görüyoruz. Erkektir yaptıkları elinin kiridir diyoruz.
Böyle diyoruz ve erkeğin yapacağı her türlü şiddeti ve günahı hak görüyoruz. Bu kabul edilemez elbette.
f- "Kocamdır sever de döver de" gibi fıtrata ve onuru dolanan bir deyişimiz var. Nereden geldi, nasıl bu kadar kabul gördü anlamak mümkün değildir. İnsan sevdiğini döver mi? Dövülen sevilebilir mi?
g- Evlilik meşru olduğu kadar, boşanmak da meşrudur. Boşanan kadın veya erkek hayatının sonuna kadar "dul" kalmak zorunda değildir. Boşanan kadın veya erkeğin başkasıyla evlenmesi ahlaksızlık, namussuzluk değildir. Boşanmış kadın başka erkekle evlenince, eski kocanın onur ve şerefine leke gelmez. Bunu anlatmak lazım.
h- Erkeğin içkisi, kumarı, gayri meşru hayatı, nefsine aşırı düşkünlüğü, başka kadınlarla ilişkisi buna direnen eşlere dayak olarak geri dönüyor. Kadın ya bunlara susuyor veya itiraz ediyor. Susunca ezilmeye devam ediyor. İtiraz edince de şiddet görüyor.
i- Erkeğin ve kadının manevi duygulardan yoksun oluşu da şiddetin hazırlayıcısı olabiliyor. Sınırsız istekler, Allah'a verilecek hesap duygusundan uzaklaşmak, ahireti yeterince düşünememek karşı cinsi insan yerine koymama hastalığına maruz bırakıyor.
j- Karısına şiddet uygulayan erkeğin yaptığının yanında kalması da şiddete zemin hazırlıyor. Hele birkaç ay sonra ellerini-kollarını sallayarak dolaşabiliyorsa.
k- Kirli bir senaryo üzerine kurulmuş,erkeği egemen gösteren ve özellikle de aşiret hayatını ele alan diziler, kadına şiddeti anlaşılabilir ve meşru gösteriyor. Öyle gösteriyor. İnternetteki arkadaş siteleri ise maalesef hem aldatmalara zemin hazırlıyor ve hem de buna direnen kadınları şiddetin odağı yapıyor. Allah'tan utanması olmayan, bir de vicdanını kaybetmiş insanı ne durdurabilir.?
Elbette bu yazdıklarımın hiçbiri şiddetin gerekçesi olmamalıdır. Şiddete hak vermemelidir. Veremez de. Ama bütün bunlar şiddeti hazırlayan unsurlar olabilir mi diye düşünmeliyiz. Şiddeti reddedelim, tartışalım, karşı duralım ama şiddeti hazırlayan yüzlerce unsuru da bertaraf edelim.
Hz. Peygamber (s.a.v.) eşlerini döven bazı kişilere karşı Medine'de minberine çıkar ve şöyle buyurur. "Sizden bir kısmınız eşlerinizi gündüz dövüyor ve gecede aynı yatağı paylaşıyorsunuz. Bundan utanmıyor musunuz?"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA