Sonbahardayız. Mevsim değişti. Soğuk günler bekliyor bizi. Dereceler eksiyi gösterecek. Kar ve yağmur, belki dolu inecek. Ağaçlardaki yapraklar sararacak. Bazı bölgelerde zemheri soğuklar dudakları çatlatacak. Kısacası o ılık ılık esen rüzgâr yerine şimşekler, yıldırımlar, boranlar göreceğiz. Üşüyeceğiz. Daha kalın, koruyucu elbiseler giyeceğiz. Üşüyen vücudumuzu ısıtmak için.
Efendimiz (s.a.v.) daralınca başını göğe çevirirmiş; dilersen Ve'n Necmi de, ve't-Tarık de, göğü anlatan Şems'e dilersen - Kamer'e dön.
Soran büyük, sorulan çok büyük bir hatıra mı aradın - Mümtehine'ye, Mücadeleye - bak.
Dağıldık mı, aramıza tefrika girdi mi diyorsun, 'Saff' suresine sığın.
Ahiret korkusu daraltıyor mu seni, Haşr suresinde meveddet var. Oraya yolculuk et.
İnsanların aymazlığından, hicranından, aykırı düşüşlerinden şikayette misin Teğabun suresinde ısınırsın.
Münafık simalılar ve nifaka batmış kalpler mi seni umutsuz kılıyor 'Münafikun' suresine bir uğra.
Ahiret yurdunu ihmal etmiş kara suratlar mı gördün. 'Hakka' suresinde senin derdine cevap var.
Sevgili Efendimizin silkinişini, kalkışını, ibadete ve yola koyuluşunu mu özledin; Müdessir ve Müzemmül sureleri bütün haşmetiyle seni bekliyor.
İmansızların dünya üzerinde çalım atıp yürüyüşleri mi seni öfkelendiriyor: Naziat'ı anlatan sureyi oku. Meleklerin öfkesini gör.
Karanlık ve dipsizlik safi gönlünde bir helezon gibi sizi aşağıya mı savurdu o zaman vel-Fecri de.
Leyl olmuş, Gaşiya olmuş, Karia olmuş kısaca Kur'an'da ne yer almışsa senin ilacın orada.