Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Pompeo’nun “veda” turu

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Trump'ın ekibindeki sadakatli görünen isimlerden biri olup, aynı zamanda küreselcilerle de yakın teması bulunan üst düzey tek kişi. Eski CIA Başkanı olan Pompeo, tam da Trump Beyaz Saray'a veda etmeye hazırlanırken, Biden'ı arayıp tebrik etmiş devlet başkanlarının ülkelerini son bir kez ziyaret etmeye karar verdi.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Hatırlatalım: Bu, Pompeo'nun Türkiye ile alakalı meseleleri görüşmek üzere gelip de Ankara'ya uğramadığı üçüncü gezisi. Eylül ayında, ABD'nin Güney Kıbrıs Yönetimi'ne uygulanan silah ambargosunu kaldırmasının hemen ertesinde Güney Kıbrıs'a inen Pompeo, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hareketlerinden çok endişe duyduklarını söylemişti. On gün sonra ise Selanik'e ve ardından Girit'teki askerî üsse gitmiş, buradaki basın toplantısında ise "ABD, Yunanistan'ın enerji politikasını destekliyor, Yunanistan'ı bölgedeki istikrar unsurlarından biri olarak görüyor" demişti.
Son ülke turunda Pompeo, Fransa, Türkiye ve Gürcistan'ı ziyaret edip, ardından İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan'a gidecek. Peki, "topal ördek" bir dışişleri bakanı, giderayak bunca ziyareti neden yapıyor dersiniz?
Pompeo, Fransa ziyaretinde Macron ile nerdeyse sadece Türkiye'yi konuşmuş anlaşılan. En azından Le Figaro'ya yaptığı açıklamadan anlaşılan bu:
"Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve ben Türkiye'nin son dönemdeki hareketlerinin çok agresif olduğu konusunda hemfikiriz. Avrupa ve ABD, birlikte çalışarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, böyle hamlelerin kendi halkının menfaatlerine olmadığına ikna etmeliyiz."
İstanbul'da Fener Rum Patriği Bartholomeos ve Vatikan Büyükelçisi Başpiskopos Paul Russell ile görüşen Pompeo'nun tek sorununun "Türkiye'deki dinî özgürlükler" olduğunu sanmıyorum. Ancak Ankara'ya gelmediği için kendisiyle görüşmeyen devlet yetkililerimizin doğru bir karar aldığını düşünüyorum.
Pompeo'nun veda turundaki ülkelere bakınca, "Büyük Sıfırlama"dan açıkça bahseden küresel hegemonyayı memnun edecek bazı ayak izleri bıraktığını görüyorum. O yüzden bunu "veda" değil, gelmekte olana hazırlık turu olarak da değerlendirmek yerinde olacaktır.

***


Azerbaycan'la kardeşliğimiz muhalefete karşıymış!

Türkiye, bir asır sonra Kafkaslar'a dönüyor. Türk ordusu, Kafkas İslâm Ordusu'ndan bir asır sonra Kafkaslar'a ayak basıyor. Ancak böylesi güzel bir gelişmeye bile muhalefet Halk TV'den geldi.
Sunucu Ayşenur Arslan, AK Parti'nin "Ermenistan'a gövde gösterisi yapmak ve muhalefeti susturmak" için Türk askerini Azerbaycan'a yolladığını söyleyebildi. Ermenistan'a gövde gösterisi yapmamıza gerek kaldığını sanmıyorum çünkü 1,5 ayda gücümüzün ne olduğunu gayet net anladılar. Ama Türkiye- Azerbaycan ilişkilerinde yeni bir bütünleşme evresine girmemizin "muhalefeti susturmak"la ne alakası var, onu çözemedim. Ayşenur Hanım, bizi bu konuda da aydınlatır diye umuyorum...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA