Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HÜLYA GÜLER

Nevzat Aydın Nazım Salur polemiği kime yarar?

Bu soruların cevabı, kamuoyunun gözü önünde yaşanan tartışmaları anlamak için ipuçları içerir. Biz Türk kamuoyu olarak genelde siyaset, futbol ve sanat dünyasından polemiklere alışkınızdır. Yani bizde Amerika'daki gibi iş insanlarının kamuoyu önünde düellolara varan polemiklerine pek rastlanmaz. Ama tabi örnekleri de yok değil. Nevzat Aydın-Nazım Salur arasında sosyal medyada patlayan son örneğe gelmeden, girişteki soruların cevaplarına değineyim.
Wikipedia, polemik için 'belirli bir inanç ile ilgili gerçeğin ortaya çıkartılması veya tam aksine inanç kurmaya, oluşturmaya yönelik tartışılan argüman' tanımını yapıyor. TDK'nın tanımını daha çok sevdim, özetle 'söz dalaşı' diyor polemik için. Zira tam da bu yazıya konu olan Nevzat Aydın-Nazım Salur arasında şimdilik sosyal medya üzerinden yürüyen tartışma daha çok bir söz dalaşı gibi. Hafızamı zorladığımda geçmişte Türk iş dünyasından kamuoyuna yansıyan TOBB-TÜSİAD arasındaki, 'çatı iş dünyası örgütü' tartışması aklıma ilk gelenlerden. Kamuoyunu meşgul eden tartışmalar arasında başta TÜSİAD olmak üzere iş dünyası temsilcileri ile siyasetçiler arasındaki polemikleri saymak gerek. Farklı ekolleri temsil eden ekonomistlerin, faiz-enflasyon-döviz üçgeni etrafında yoğunlaşan polemikleri ise ekonomi gündemini en çok meşgul edenler. Bir dönem havayolu ya da telekom şirketlerinin reklam kampanyaları üzerinden yürüttüğü polemikleri hatırlarsınız. İsimler arasında ise en baba polemikler daha çok oda başkanlık seçimleri ve ihale süreçlerinde yaşanmıştı. Şimdi çoğu geride kalan bu tartışmalar bugünkü gibi sosyal medya üzerinden değil, mektuplaşma, basına demeçler ya da kürsü konuşmalarından yaşanıyordu. Örneğin Koç-Sabancı rekabetinin mektuplara yansıyan ve daha sonra yazılan anı kitapları sayesinde kamuoyunun da haberinin olduğu tartışmalar var. Oda başkanlık seçimlerinde ise yapılan açıklamalar seçimlerin ardından gündemden düşen tartışmalara dönüşüyor genelde. İsimler arasındaki buzlar erimese de bu konular kamuoyunun gündeminden düşüyor en azından. Şimdi hafızamı zorladığımda İstanbul Havalimanı ihalesine hazırlanan rakiplerin verdikleri röportajlar yoluyla birbirlerine yaptıkları göndermeleri hatırlıyorum. Yöresel ürünleriyle ya da kümelenme yoluyla herhangi bir sanayi dalında birbirine rakip illerin ve o ilin önde gelen iş insanlarının zaman zaman çeşitli polemiklerin içinde olduklarını da not etmek gerek. Yurtdışındaysa bu tarz polemikler çok çok ileri seviyelere taşınabiliyor. En tazesini hatırlatayım. Elon Musk ve Mark Zuckerberg'in en son kafes dövüşü düellosuna kadar varan polemiği mesela haftalarca konuşulmuştu. Üstelik bu teknoloji titanlarının ilk tartışması değildi. Bill Gates ve Steve Jobs da kamuoyunu uzun süreler meşgul etmişlerdi. Gelelim bizim milyarlarca dolar değerlemeye ulaşan teknoloji şirketlerimizin kurucularının yaşadığı polemiğe, henüz birkaç gündür devam eden Nevzat Aydın-Nazım Salur atışmasını iş dünyasından tarafları yakından tanıyanlara sordum. Kimi yorumlar bende kalacak kadar kişisel bilgiler içeriyor. Ama genel kanı, tartışmanın pek anlamlı olmadığı yönünde. Birbirinin şöhretinden yararlanma ihtiyacı olmayan bu iki isim, iş açısından da tam olarak rakip konumunda değiller. O zaman 'bu tartışma niye' diye soruyorlar, doğal olarak. Hem de hayat hem dünyada hem ülkemizde bu kadar zorlaşmışken.
Enerjimizi, ortak aklımızı, ülkemize, insanlığa faydalı olacak şekilde harcasak olmaz mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA