Türkiye'nin en iyi haber sitesi

NAZLI ILICAK

Militan laiklik

Hepimiz, Yargıtay Başsavcısı'nın zihnindeki laiklik tarifine uymak zorunda mıyız? Bakın ne diyor Abdurrahman Yalçınkaya: "Laiklik, insanı, kul olmaktan çıkarıp birey haline getiren, bireye kişiliğini geliştirmesi için özgür düşünme olanaklarını veren bir ilkedir; uygar bir yaşam biçimidir; toplumun düşünsel ve örgütsel evriminin son aşamasıdır."
Oysa, bize göre laiklik, toplumun veyahut bireyin değil, devletin bir niteliğidir. Farklı inançlara eşit mesafede duran bir barış şemsiyesidir.
Anayasa Prof. Mustafa Erdoğan, Türkiye'de uygulanan laikliği eleştirirken, başsavcıdan farklı bir anlayış sergiliyor: "Türkiye'ye, dindarları görünmeyen bir model empoze edilmektedir. Laiklik, özünde birey özgürlüklerini koruyan bir ilkedir. Laiklik, dini kurallara dayanan zorunlu düzenlemeler yapılmasına engeldir. Buna mukabil, dinden etkilenmiş bile olsa, vatandaşların tercih imkanlarını arttıran hükümler (resmi nikâhın yanı sıra dini nikâhın kıyılabilmesi, Ramazan ayında mesai saatlerinin iftara göre ayarlanması, faizsiz bankacılık, üniversitelerde başörtülü talebelerin okuyabilmesi) bırakınız laiklik ilkesine ters düşmeyi, aksine bu prensibin gereğidir."
Bizden, bir nevi toplum mühendisliği gibi kullanılan militan laiklik anlayışını benimsememiz bekleniyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.