Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Referandum ve demokrasi

Temel haklar, referanduma sunulup, yasaklanabilir mi? Aslında, halkın nabzını tuttuğu için, bir demokratik mekanizma söz konusudur. Ama çoğunluğun, azınlığın haklarını hiçe sayması sonucunu doğurduğu noktada, zulümdür, baskıdır, adaletsizliktir, haksızlıktır.
Paralel bir tartışmayı Türkiye'de yapmıştık. Ülkemizde, zaten, referanduma gitmek sadece anayasa değişikliği ile ilgili olarak mümkün. Anayasa değişikliği için, TBMM'de 367'nin altında, 333'ün üstünde oy çıkarsa, halk oylamasına başvuruluyor; başka hallerde referandum yasak. Ama gene de, Ankara Belediyesi, "İçkili lokantalarla ilgili halka sorabiliriz" diye bir açıklamada bulunmuş, "Halka sorarak, hak kısıtlamasına gidilemez" şeklinde tepkiler almıştı. Bunun üzerine belediye geri adım attı ve tartışma sona erdi. Neticede, genel ahlâk ya da güvenlik açısından bazı bölgelerde içki kısıtlaması yapılabilir. Sözgelimi otoyol yakını, cami ya da okul çevresi vs... Buna rağmen, istisna diye başlayan bir uygulama yaygınlaşır, içki yasağı genelleşir endişesiyle çeşitli tepkiler doğmuştu. İsviçre'de ise, doğrudan din ve vicdan özgürlüğüyle ilişkili bir konu var. Minare yasağı için hiçbir gerekçe makûl değil. Biz şimdi, "Çansız kilise isteriz; o sesler kulaklarımızı tırmalıyor" deyip, referanduma müracaat etsek, belki % 90'lık bir kesim yasak için oy kullanır ama Türkiye de, "ayıplı" "hoşgörüsüz" bir ülke konumuna düşer.
İsviçre beni şaşırtmadı. Soğuk, tahammülsüz ve yabancı düşmanıydı zaten. Ama bir şey daha öğrendik: Referandum, her zaman iyi işleyen bir demokrasinin parçası olmuyor. Tersine bir işlev de görebiliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA