* Şimdi gündemde 7'inci Çerçeve Programı var...
Bizim 6'ncı Çerçeve'ye Türkiye olarak katkımız pazarlıklar sonunda 200 milyon dolar olmuştu. Şimdi Türkiye olarak bir yandan bu parayı geri almak, bir yandan da projelerle toplamı 17 milyar doları bulan havuzdan daha çok pay almak istiyoruz. Bakıyorum, bizim en az 2 bin tane başarılı proje almamız lazım bunun için. Bu projelerin başarılı olabilmesi için de sizin 16 bin civarında proje önerisi gönderebilmeniz gerekir. Yani yılda 4 bin tane. Ben size söyledim, 2002 yılında TÜBİTAK'a gelen akademik projelerin sayısı 850. Olamayacağı ortada yani. Bunu görmek gerekirdi. Dolayısıyla bu projeye girerken, 'Biz bu sürecin içinde yer almak istiyoruz. Çünkü bizim bundan öğreneceğimiz şeyler var' demeli ve toplumsal beklentiyi de bu yöne çevirmeliydik.

* O gün o kararı verenler bunu göremedi mi peki?
Ben şimdi bunlara girmek istemiyorum. Oradaki hata, 'Biz daha fazla proje alacağız' diye girilmesi. Türkiye çok şey öğrendi tabii.

* Peki 7'nci Çerçeve'de neler oluyor?
Bir kere 7'nci Çerçeve'nin 17.5 milyar Euro olan bütçesi 54 milyar Euro'ya çıktı. Bizim de milli hasılamız yükseldi. Yani şu anda 1-1.5 milyar Euro civarında bir katılım payı söz konusu. Komisyon da farkında, biz de söylüyoruz. Bizim bu parayla 7'nci Çerçeve'ye girmemiz mümkün değil. Şimdi şu anda görüşmeler devam ediyor. Pazarlık yapıyoruz.

* Hâlâ proje hazırlayamıyor muyuz biz Türkler?
Türkiye'deki en önemli sorunlardan biri proje geliştirme yetkinliği çok düşük. 70 küsür üniversitesi olan, 70 milyon nüfusu olan bir ülke olarak bizim çok daha fazla proje üretebilmemiz lazım. Peki TÜBİTAK olarak ne yapabiliriz dedik. Hem kendi uzmanlarımız, hem de yurtdışından getirdiğimiz uzmanlarla Türkiye'nin dört bir yanında AB projeleri nasıl hazırlanır kursları yapıyoruz.