Tüm Fuarcılık Yapım Anonim Şirketi, kısa adıyla TÜYAP memleketimizde ve yurt dışında fuarlar tertip eden bir müessese. Kâr amacı güden bir şirket. İşi fuar düzenlemek. Makine fuarı da düzenliyor kitap fuarı da. Biz bu yazımızda şu sıralar 42.'si düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'nı ele alacağız. Başlıktaki sorumuzu tekrarlayalım: TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı kimin için yapılıyor? Okurlar için mi? Yazarlar için mi? Yayıncılar için mi? Hepsi mi? Hiçbiri mi?
Okurlar için mi?
TÜYAP Kitap Fuarı'nın "okurlar" için düzenlendiğini düşünmek gülünç olur.
Fuar, TÜYAP şirketinin Beylikdüzü'ndeki binalarında yapılıyor. Yani bir bakıma şehrin taşrasında. İstanbullular, özellikle Anadolu yakasında yaşayanlar için fuara gitmek "yolda geçen saatler" demek. Arabanızla gitseniz ve hiç trafik olmasa dahi bir dert. Otopark meselesi ile uğraşmanız icap eder.
Halen yapıyorlar mı bilmiyorum; eskiden bazı okullar ve milli eğitim müdürlükleri otobüs ayarlayıp ilk, orta ve lise öğrencilerini fuarlara taşırdı. Bu gayret TÜYAP'ı bir nevi "taşımalı fuar" haline getirirdi.
Sanırım çocuklarımızda kitap ve okuma şuuru oluşsun diye başlatılmıştı bu uygulama; yıllar içerisinde fuar istatistiklerini artırmak dışında pek bir işe yaramasa da.
Okur bu kış gününde kalkıp Beylikdüzü'ne gidecek ve o hep almak istediği kitapları ucuza mı alacak? Tabii ki hayır.
Fuarda kitaplar daha ucuza satılmıyor.
Rüya indirimler yok, göstermelik indirimler var. Stok eritme kampanyalarına denk gelirseniz ne ala; aksi takdirde kitapları eticaret sitelerinden temin etmek genellikle daha mantıklı.
Neticede TÜYAP bir hayır kurumu değil. Ticari kaygıları var. Yayınevlerine stantları belli bir ücret karşılığında kiralıyor.
Bu ücret piyasa koşullarında belirleniyor ve yayınevleri için ciddi bir maliyet kalemi teşkil ediyor. Özellikle butik yayıncılar için. Metrekare fiyatlarını filan yazacak değilim ama stant ücreti ve sair maliyetler yayıncıları kayda değer indirimler yapmaktan alıkoyuyor.
Yayıncılar için mi?
Okurlar için düzenlenmediği aşikâr olduğuna göre TÜYAP acaba yayıncılar için midir? Bu soruya hem evet hem de hayır şeklinde cevap vermek mümkün.

Fuarın bazı "ayrıcalıklı" yayınevleri var.
Orta çağlardakini andıran bir derebeylik sistemi kurmuşlar... Küçük ve mutlu bir azınlık teşkil etmişler. Onlar için bu sorunun cevabı evet. Köşe başlarını kapmışlar, salon girişlerini, tuvalete giden koridorları kapatmışlar. Ne zaman gitseniz aynı yüzleriyle oradalar. Arkalarına TÜYAP şirketini alıyor, aralarına kimseyi almıyorlar. Manzara ve vitrinin değişmesine asla müsaade etmiyorlar...
Görünen köy malum ve barizdir. Bir grup yayıncı fuar üzerinde bir nevi hegemonya inşa etmiş. Diğer yayıncıların vazifesi de bir miktar satış yapmanın yanı sıra bu beyefendilerin ve hanımefendilerin hegemonyasına hizmet etmekten ibaret.
Dolgu malzemesi ya da payanda gibiler.
Bilerek ya da bilmeyerek müesses nizamın sürdürülmesine hizmet ediyorlar.
Bu düzenin sürdürülebilir olmadığı, yıkılmaya mahkûm olduğu çok belli. TÜ- YAP'ı protesto eden, fuara katılmamayı bir tavır olarak benimseyen yayıncıların sayısı günden güne artıyor. Böyle devam ederse TÜYAP ve paydaşları çok uzak olmayan bir gelecekte fuar alanında kendi başlarına kalabilirler. Kızılderililer sahayı terk eder, şefler ortada kalır. Öyle bir durumda hep yapıldığı gibi resmî kurumların kapısını aşındırmak ve destek istemek de bir çözüm olmayacaktır.
Yazarlar için mi?
Tekrar tekrar okuduğunuzda fuarın adına sıkıştırılmış bir kelime dikkatinizi çeker: "Uluslararası." Halbuki TÜYAP gerçek manada uluslararası bir fuar olmanın çok uzağındadır. Uluslararası katılım "ayarlanmış" ve sembolik bir mahiyettedir.
TÜYAP yerli ve yabancı yayıncıların toplanıp "telif" anlaşmaları yaptığı bir merkez değildir. Zaten küresel edebiyat ve yayıncılık gündeminden kopuktur. Son derecek göstermeliktir, -mış gibi yapar. Saygın bir entelektüel platform oluşturmaktan ziyade küçük ve demode bir cemaatin lider ve mensuplarının birbirlerinin sırtını kaşıdığı bir ortam vücuda getirir.
Bu çerçevede "TÜYAP yazarlar için mi yapılıyor" sorusunun cevabı bir önceki sorunun cevabıyla benzerlik gösterir. Yani "Bazı yazarlar daha eşittir." Bu yazarların ortak özelliklerini anlamak için 42 yıldır kimi "onur yazarı" seçtiklerine bakmanız yeterlidir. Şöyle bir göz attığınızda bile bu seçimlere yön veren ideolojik bağnazlığı ve cahilliği görmeniz mümkündür.
O halde niçin?
Peki, kim yapıyor bu seçimleri? Ticari bir kuruluş olan TÜYAP Anonim Şirketi mi? Hiç sanmıyorum, çünkü mantıklı olmaz bu. Açık kaynaklara göre Türkiye Yayıncılar Birliği TÜYAP Fuarı'nın paydaşı imiş. Türkiye'deki yayıncıların sadece bir kısmını temsil eden ve onları da ne kadar temsil ettiği tartışmalı olan bu birlik mi yapıyor? Yoksa tam olarak kim tarafından, neye istinaden ve nasıl teşkil edildiğini bilmediğimiz, meşruiyeti tartışmalı bazı "kurul"lar mı yapıyor? Bunlar kim ve amaçları nedir? Bilmiyoruz, çünkü şeffaf değiller. Yani TÜYAP'ın bir an önce çözülmesi gereken ciddi bir şeffaflık sorunu var.
Başlıktaki soruya dönecek olursak...
İstanbul Kitap Fuarı okurlar, yayıncılar ve yazarlar için yapılmıyor. Yayıncılık alanında ve çeperlerinde faaliyet gösteren küçük bir grubun piyasa üzerindeki tahakkümünü inşa ve tahkim etmek için yapılıyor.
Tam bir yetkili sorumsuzluk örneği olarak devam ediyor. Görüntüye bakılırsa TÜYAP Anonim Şirketi de buna alan açıyor ve destek veriyor. Acaba neden?