Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Güvenlik mi özgürlük mü?

Ankara'da 28 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından istihbarat birimleri PYD-YPG'yi işaret ediyor. Yani PKK'nın Suriye'deki kolu.
Saldırının ardından Türkiye'nin Suriye'deki Azez koridorunu korumaya yönelik tutumunu daha da sertleştireceği konuşulurken PKK cephesinden acemi bir imaj hamlesi geldi.
Örgütün medya kolu, cuma günü, Ankara'daki saldırıyı TAK isimli yapının gerçekleştirdiği manipülasyonunu yaymaya çalıştı. Ancak saldırganın kimliğine dair servis ettikleri resimlerin montaj olduğu anında anlaşılınca alay konusu oldular.
Akıllarınca yine "Ben yapmadım da kim yaptı" diyorlar. Böylece hem Kobani'de cilalayıp parlattıkları YPG-PYD'nin uluslararası imajını korumaya çalışıyorlar hem de olası operasyonların önünü almak istiyorlar.
Ne var ki artık bu TAK yalanına fazlasıyla karnımız tok. Zira ihtiyaç anında kullanılan TAK markasının, PKK'nın bile üstlenmekten utandığı eylemleri sahiplendiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Evet, bu ve benzeri saptırma girişimlerinin Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını kullanmasını dahası Suriye'deki ileri adımlarını engellemesi mümkün değil. Bu açık. Öyle ya, sınırı bile olmayan ülkelere binlerce kilometre öteden gelip askeri varlıklarıyla Suriye'de ulusal çıkarlarını koruyor. Kimse, yüzlerce kilometre sınırıyla milyonlarca mülteciyi barındıran yani belaya komşu Türkiye'nin üstelik de Ankara saldırısının ardından susup oturmasını bekleyemez.
Ancak konuşmamız gereken bir konu daha var. O da önümüzdeki günlerde metropollerde Ankara saldırısı gibi terör faaliyetlerine ağırlık vereceğini açık eden PKK'ya karşı içeride neler yapılacağı.
PKK'ya açık ya da örtülü destek verenler dışında kalan Türkiye halkının kahir ekseriyeti kaygılı. Şehirlerde benzer eylemler bekleyen halk güvenlik tedbirlerinin artırılmasını istiyor. Haklılar da. Gelin görün ki tedbirler alınmaya başlayınca da itirazlar yükseliyor.
Örneğin Ankara saldırısının gerçekleştirildiği bölgede yakın zamana kadar olağanüstü güvenlik tedbirleri uygulanmaktaydı. Aracın patlatıldığı sokak da, iş çıkışı saatlerinde sivil araç trafiğine kapatılıyordu. Yetkiler vatandaşların yoğun şikayetleri üzerine bu uygulamadan vazgeçildiğini belirtiyorlar.

Buyurun buradan yakın

Kuşkusuz terörle mücadelenin tek ayağı güvenlik tedbirleri değil. Ancak önümüzdeki günlerde bu alanı daha sıkı tutması gereken hükümetin çoğu zaman medyadaki çığırtkanların yaydığı spekülasyonlara kulaklarını tıkaması şart. Zira terör saldırıları canımızı yaktıktan sonra yakınmaları, şikayetleri, spekülasyonları öne sürmek bahane bulmaya çalışmak gibi algılanıyor.
Kaldı ki devlet birincil anayasal ödevi olan vatandaşların can güvenliğini koruma yükümlülüğünü bir takım jestler uğruna da öteleyemez.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA