Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Pazara kadar demokrasi

Sözcü'ye konuşan araştırma şirketi sahibi Tarhan Erdem "Seçim denilen oyunda ne oy veririm ne de sonuçlarına saygı gösteririm" demiş.
Sizce "seçim oyunlarının" yıllardır değişmeyen oyuncusu olan, ekranlardan hiç inmeyen biri niçin böyle şey söyler?
Üstelik de bölgede iktidarını tüm dünyanın gözlemcileriyle izlediği serbest ve genel seçimlerle belirleme kabiliyetine sahip yegâne ülkede yaşadığı halde.
a) Şirketi seçim sonuçlarını tutturmadığı için.
b) Seçimlerden bir türlü kendisinin ya da "partili" yakınlarının istediği parti çıkmadığı için.
c) "Demokraside bir yere kadar artık" diye düşündüğü için.
d)Hepsi.

***

3. Dünya Savaşı mı geliyor?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyet NATO zirvesindeydi.
Toplantıların bir dönem NATO'nun karşısında kurulduğu Sovyet Bloku'na adını veren Polonya'nın başkenti Varşova'da gerçekleştirilmesi oldukça ironik.
Moskova da doğal olarak bu ironiden oldukça rahatsız.
Bakalım, NATO zirvesinde görüşülen, birliğin Doğu Avrupa'da, Karadeniz'de ve Türkiye'de askeri varlığını arttırma kararına Putin nasıl bir karşılık verecek?
Evet, yeniden savaş konseptine doğru yürüyen dünyada kartlar bir kez daha karılıyor.
İşte Türkiye'nin Binali Yıldırım Hükümetiyle birlikte dış politikasının rotasını değiştirmesinin bir nedeni de bu tablo.
Arasının açık olduğu komşularıyla ve bölge devletleriyle sorunlarını birer birer çözüp barışan Ankara, bu yeni dönemde tüm kutuplarla dengeleri kurup bir ilişki yürütmeyi amaçlıyor.
Doğrusu da bu. Zira geçtiğimiz aylarda Türk dış politikasının ne yapmak istediğini anlamak bir hayli güçtü.
Öyle ki ABD ve Rusya Suriye üzerinden yakınlaşırken ya da Putin ile Merkel birbirine girmişken Ankara stratejik konumuyla bir şekilde araya girip puan toplayacağına herkesle arasını bozmayı "becerebilmişti."
Ama geç değil.
Uluslararası ilişkilerde haftalık tezlerin uygulandığı günümüz dünyasında manevra alanı geniş.
Türkiye de, Rusya ve İsrail barışı derken NATO içindeki varlığını Suriye ve Irak'taki sorunlar nedeniyle öne çıkartmayı başardı ve düşük yoğunluklu süreceği anlaşılan 3. Dünya Savaşı'na gardını aldı.
Devam etmesi dileğiyle.

***

Amerika'da iç savaş var
Geçtiğimiz hafta ABD polisinin siyah bir genci keyfi şekilde öldürmesinin görüntüleri ortaya çıkınca yer yerinden oynadı. Her yerde protesto gösterileri başladı.
Cinayeti protesto için Dallas'ta düzenlenen bir gösteride "keskin nişancıların" beş polisi öldürmesi üzerine çatışmalar şiddetlendi.
Teşkilatın 11 Eylül'den bu yana tek bir saldırıda verdiği en büyük kayıpla karşı karşıya olduğunu söyleyen polis şefleri siyahlara karşı "savaş" ilan ediyorlar.
Ülkedeki gazeteler "İç savaş" uyarısı yapıyor.
Kuşkusuz bu infial yeni değil. ABD polisi sadece bu yıl görev başında hayatını kaybeden 57 polisten bahsediyor ama ülkede polis kurşunuyla ölenlerin sayısı 500'ü geçiyor.
Peki, Başkan Obama bile "tarafsız olan herkes kaygılanmalı" dediği halde niçin bu karanlık tablo devam ediyor? Niçin polise kimse 'dur' diyemiyor?
Diyemez!
Çünkü dünya üzerinde tanımın koşulları karşılayan yegâne polis devleti ABD! Sistem, şiddet üreten ve kontrol altında tutan devlet dinamiği üzerine örgütlenmiş, hem içeride, hem de dışarıda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA