Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Suriye krizinde gerçekler ve imkânlar

İdlib'de Esad rejiminin gerçekleştirdiği saldırıda 33 askerimiz şehit oldu. Ağır yaralılarımız da var.
TSK bu saldırıya anında misliyle cevap verildiğini duyurdu. Ancak perşembe gecesi acı haberin duyulmaya başladığı saatlerde sosyal medyada da düşmanla eş güdümlü bir operasyon başlatıldı.
FETÖ'nün bir süredir uykuya yatıran ve son aylarda yeniden aktifleşen Twitter trolleri anında devreye girdiler.
Sahadaki unsurların bile ne olup bittiğini anlamakta güçlük çektiği o karambolde, sınır ötesindeki birliklerin işini zorlaştıracak manipülatif bilgileri yaymaya başladılar. İçerideki panik havasını körüklediler.
Her zamanki gibi yanlarında, bir anda "Mehmetçiğin canını düşünen yurtsever" pozları kesmeye başlayan PKK'lılar vardı.
Tabii ki, şehit haberleri gelir gelmez Esad'dan önce Türkiye'yi suçlamaya başlayan bir kısım İslamcı'yı da unutmamak lazım... Çünkü Suriye'de Obama'ya ilişip sürüklendiğimiz dönemin mimarlarından olan küçük eniştenin ve gazetecilerinin de dahil olduğu bu cephenin "Amerikancılığı" tek kelimeyle ibretlik.

***

Yüzlerinde farklı maskeler olan bu koalisyon, daha, yetkililerin ne olup bittiğine dair netleşmeye çalıştığı saatlerde krizin aşılması için formülü çoktan önümüze koymuştu bile:
Önce Rusya'ya savaş ilan edilmeliydi.
Sonra, 15 Temmuz sonrası NATO ve ABD ile gerilen ilişkilerin "eski seviyesine" döndürülmesi şarttı.
Bunun için de elbette Rusya ile yapılan askeri, ticari ve enerji projeleri askıya alınmalıydı.
Mesela Türkiye'ye getirilip kurulmasına bir ay kala bu krizin yaşandığı S-400'lerden kesinlikle vazgeçilmeliydi. 15 Temmuz'da darbeci askerlerin üslerine sığındığı NATO neyimize yetmiyordu?
Sizce, saldırının neyi hedeflediğini bundan daha net açık eden kaç örnek vardır?

***

Evet, Esad'ın kontrol noktalarımıza saldıran askerlerinin arkasında Rusya var. Tıpkı bölgedeki PKK-YPG'lilerin arkasında ABD'nin olduğu gibi...
Vekalet savaşının sürdüğü bu bölgede, göç dalgasını engellemek için Kuzey Suriye'ye giren Türkiye de sahadaki muhalifler üzerinden meşruiyetini sağlıyor.
Ve bu fiili durumun bir üst seviyeye taşınıp tarafların açıkça karşı karşıya gelmesi hiç kimsenin göze alabileceği bir süreç değil.
Kaldı ki at izinin it izine çoktan karıştığı, ABD'nin ve Rusya'nın yanı sıra İran istihbaratının da operasyon yaptığı saha, ağır bedeli olacak refleksi çıkışlara zemin hazırlamaya müsait.
Rusya'da askeri bürokrasiye ne kadar "hakim" olduğunu bilmediğimiz Putin'le kavgaya tutuşup, Türkiye'yi yeniden kucağındaki eski yerine oturtmaya çalışan ABD'ye ve NATO'ya sarılmamıza neden olacak çıkışlardan uzak durmalıyız.
Denge politikasında ısrarcı olmalıyız.
Biliyorum, acılı günlerde soğukkanlı, rasyonel tespitlerin pek alıcısı olmuyor ama gerçekler ve imkanlar bunlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA