Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Kemal Bey, İBB’den randevu istese alabilir mi?

Doların tansiyonunun düşmesi üzerine bir süre sokak turlarına ara veren Kemal Kılıçdaroğlu kampanyasına yeniden başladı.
Merkez Bankası, TÜİK derken dün de Milli Eğitim Bakanlığı'nın kapısına dayandı. Mülakatta elendikleri gerekçesiyle atamaları yapılmayan ve kendilerine başvuran birkaç öğretmen adayının hakkını aramaya geldiğini söyledi.
İşe alınmayanların potansiyel hakları için sokağa inen Kemal Bey'den, kazandığı hakkı elinden alınıp işinden atılan on binlerce belediye işçisi için de aynı hassasiyeti bekliyoruz...
Zira sadece İstanbul Belediyesi'nden on binlerce işçinin "israf" diye kovulup yerlerine çok daha fazla sayıda yeni işçinin alındığını İmamoğlu bile reddedemiyor.
Kaldı ki yerel seçimlerden hemen önce Hak-İş'e yaptığı ziyarette bu konuda namus sözü veren de Kılıçdaroğlu'nun ta kendisiydi:
"Bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Kazandığımız bir belediyede, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse gelecek beni bulacak."



Kemal Bey, "namus sözü" derken tek ayağınız havada değilse yemininizi çiğnemeyin.
Bir sabah da İBB'ye sürpriz yapın...
İmamoğlu'ndan belediyenin on binlerce emekçiyi "hangi haklı gerekçelerle mülakatsız kovduğunu" öğrenip bizlere de açıklayın.
Hiç olmazsa sözünüzün takipçisiymiş gibi görünürsünüz.
Ama randevu şart.
Çünkü "Yerelde işine bak, 2023 seçim kampanyasını genel merkeze bırak" yasağınızı "kayyum" tartışmasına balıklama dalıp "Mağdur olacağım" diyerek by-pass eden İmamoğlu'nu makamında bulamayabilirsiniz.
Demedi demeyin...
Anıtkabir ziyaretinin ardından bir "şıklık" daha yapması muhtemeldir İmamoğlu'nun...
HDP'lilerle Genel Merkez'de yaptığınız görüşmenin ardından, kayyum atanan HDP'li belediyelerle buluşmak üzere Diyarbakır'a gitmenin bahanesini aradığımdan şüphem yok mesela...

***


BU NASIL MAHKEME?
Dün sosyal medyada HDP'li Pervin Buldan'ın seyirci olarak katıldığı bir duruşmada hâkimi ve mahkeme heyetini bağıra çağıra hizaya çekerken çekilmiş görüntüleri dolaşıyordu.
Öğle saatlerinde de savcılığın Buldan ve mahkemede görüntü alanlar hakkında soruşturma başlattığı bilgisi ajanslara düştü.
Konuştuğum hukukçuların hepsi de hâkimin pasif kaldığı görüşünde hemfikir.
Şöyle söylüyorlar:



"Savunma dokunulmazlığı içinde duruşmada hâkime ya da heyete karşı üslubun sertleşmesi kısmen mazur görülebilir. Ama onun bile sınırı vardır. Üstelik burada mahkeme disiplinini bozan, seyirci konumdaki davayla ilişkisiz biri. Milletvekili olması ayrıcalık sayılamaz. Orası mahkeme salonu. Hâkim, CMK'nın kendisine yüklediği duruşmanın disiplinini sağlama görevini yerine getirmeli, 4 gün hapis cezası verip bu kişiyi salondan çıkarmalıydı. Bu inisiyatif konusu olacak bir karar değil. Çünkü söz konusu olan hâkimin şahsı değil, adaletin ta kendisi. Hoşgörü söz konusu olmaz."
Ben de kendilerine katılıyorum.
Mahkemeden çok "Tiktok setini" andıran bu laçkalık, kamuoyunun yargıya güvenini daha da sarsıyor.

***


HİSSETTİNİZ Mİ ÜMİT BEY?
Haberlerde izledim...
Otobüste anneleriyle birlikte oturan çocuklara yer vermedikleri için saldıran bir adam, olaya tepki gösteren insaniyet sahibi vatandaşlara da "Burası Türkiye la" diye höykürüyordu.



Evet, muhtemelen çocuklar Suriyeli ya da...
Görüntüleri izlerken, son olarak İzmir'de Suriyeli bir kuyumcuyu hedef gösteren Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ geldi.
Eminim Ümit Bey de anında aldığı "reaksiyonu" hissetmiştir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA