Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Cem Yılmaz acilen bu havadan çıkmalı

Cem Yılmaz'ın yılbaşında yayınlanan son gösterisini vasat bulanlardanım.
Mizahın "en zoru" olduğunun elbette farkındayım.. Yıllardır güldürerek gündemde kalmayı başaran Yılmaz'ın da işinin kolay olmadığını biliyorum.
Görüyoruz, o da zaten fazlasıyla çalışıyor, elinden geleni yapıyor... Sürekli diziler, filmler çekiyor...
Ata Demirer, Beyaz, Yılmaz Erdoğan gibi rakiplerinin kendisini zorlayacak bir performans sergileyemedikleri de ortada.
Peki o halde niçin günden güne daha az güldürüyor, tekrara düşüyor?
Kimileri meseleyi Cem Yılmaz'ın sığ bir politikliğe savrulup antipatikleşmesine bağlıyor.



Evet, Recep İvedik'i muhalif olunca kabullenen seçkin tüketici profilinin taleplerine direnmek zor olabilir... Kültür endüstrisini de hala yerleşik sermaye domine ediyor.
Ama bence asıl sorun, Cem Yılmaz'ın son yıllarda söylenen bir ihtiyar rolüne soyunması...
Eskiden eleştirdikleriyle kafa bulup güldürürken, şimdi sinirlenmesi...
Seyircinin heyecanına, coşkusuna verip sevimli bulduğu çok bilmişliğinin, sıkıcı bir ukalalığa dönüşmesi.
Oysa daha çok genç bir beyinden bahsediyoruz.
Büyük resmi görüp ermiş pozlarına girmesi için daha erken.
Acele etmesin, ileride yaşlanmaya, huysuzluğa nasılsa vakti olacak.

***


ALTAYLI'NIN AĞZINI ÖRTMESİNİN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Fatih Altaylı'yı ekrana maskeyle çıktığı ve konuklarına da taktırdığı için tebrik eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yine gazeteciyi aramış.
Hastaneye yatışlar azalsa da vaka artışlarında patlama yaşandığını söylemiş.
Omicron daha hafif atlatılıyor olabilirmiş... Ama daha güçlü varyantlardan farklı olarak 1,5 metre değil en 3 metreden de bulaşabiliyormuş.



Evet, Fatih Beyin yayınlara yine maskeyle çıkmasının zamanı gelmiş.
Zira Sayın Bakan'ın da çeşitli vesilelerle açıkça belirttiği gibi, kendisi basınımızın "örnek" karakterlerindendir.
Meşaleyi tutuşturmak ona düşer.
Pandemi de kendisiyle saf tutan meslektaşları arkasından gelecektir.

***


CENNET'TEN TAPU SATANLARA GÜLÜYORDUK...
"Bitcoin'in gerçek hayattaki tek muadili arsadır" diyorlardı...
Onun da çözümünü "tam zamanında" buldular.
Piyasadaki manipülasyon yüzünden paniğe kapılan insanlar arayış içindeyken, önlerine "yeni bir fırsat" koydular...
Metaverse adını verdikleri bir sanal dünya "üretip" parsel parsel satışa çıkarttılar.
Çocuk oyunundan bahsetmiyorum...
New York'ta sanal arsalar milyon dolara gidiyor.



Cennet'ten arsa satılan "Orta Çağ karanlığıyla" kafa bulan koca koca insanlar biz de kuyrukta...
Fiyatı gerçeğine aratmayacak paralar ödeyip sanal İstanbul'da arsa kapatmaya çalışıyorlar.
Ağırdan alanları, "Risk belli de garantisi ne diye" soranları, "Çiftlik Bank gibi olmasın sonra" diyenleri de "bağnaz" diye küçümsüyorlar.
Haklılar da...
Daha bu sanal dünyanın pandemisi, aşısı, ekonomisi, borsası icat edilecek...
Göreceksiniz ne sanal yatırım "alternatifleri" doğacak...
Kim bilir belki de sonrasından, yerleşmek için devletlerin savaşacağı sanal uzayı...
"İmkanları" görmemek için kör olmak gerek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA