Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Komünist başkan kırdan kente inemez mi?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

CHP'nin kanalı Halk TV, daha düne kadar "halkın adamı" diye yere göğe sığdıramadıkları Tunceli'nin Türkiye Komünist Partili Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu'nu gömmeye başlamış.
Sosyal medyada videolarına denk gelmişsinizdir; bir grup CHP'li gazeteci geçen akşam başkanı canlı yayına bağlamışlar, ekrandaki resmini dövüyorlardı.
Başkan muhalefete muhalefet etmeye utanmıyor muymuş? Zaten Ovacık'ı mahvetmiş, belediye binası inşaatını bile bitirememiş, ödeyeceğim dediği borçları azaltamamış, vaatlerini yerine getirmemiş, vs. vs.
Bu arkadaşların "Nohutçu başkan" diye akıllarınca iltifat ettikleri Maçoğlu'na ekranda "Saray'ın Komünisti" imaları yapacak kadar kontrolü kaybetmelerinin sebebi malumunuz.



Bu seçimlerde Kadıköy'den belediye başkanı olmak isteyen Maçoğlu adaylığını ilan etti. Tunceli'de HDP'nin oylarını "bölerken" iyi olan Komünist Başkan da şimdi Kadıköy'de CHP'nin oylarından alacağı için "tu kaka" oldu.
Bu yüzden "marjinallere" itidal telkin ediyorlar. "Gidin devriminizi kırdan şehre doğru, Tunceli'den başlatın. CHP, Kadıköy'de belediyenin iktidarını alınca sizin devrim yapmanıza ihtiyaç kalmayacak zaten" diyorlar.
Ne var ki, CHP'li gazetecilerin telaşlanmakta yerden göğe kadar haklı olduklarını söylemeliyim.
Çünkü Maçoğlu, Kadıköy'den aday olursa ilçede CHP'nin oylarını bölmekle kalmayabilir. Tunceli'de olduğu gibi, sandıktan şak diye çıkıverir, kimse de ne olduğunu anlayamaz.
Kadıköy'de geçen seçimlerde komünist oyları tavan yaptı. Belediyecilik hizmetlerinin aksadığı ilçede çoğunluğu oluşturan CHP'li seçmen için de "çöpünü kimin almadığının" bir önemi yok. Ha CHP'li olmuş ha TKP'li. Yeter ki AK Partili olmasın da. Üstelik Maçoğlu, CHP tabanında sempati yaratmış, marjinal değil sembolik olarak görülen bir siyasetçi.
Ama tabii siyaset bu. Rant büyük, masadan kalkmalar, iki seçim turu arası adaylıktan çekilmeler vakayı adiyeden. Maçoğlu'nu yakından tanımıyorum. Aday olup son dakika CHP lehine yarıştan çekilmeye ya da "kırdan şehre, şehirden kıra" geyiklerine son vermek için Kırşehir'den falan aday olmaya ikna edilebilir mi bilmiyorum?
Ama bu seçimde CHP'nin başını çok ağrıtacağı kesin.

***


SİLİK AVRUPA
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne'un (O kim?) istifa ettiğini duymadığınız için Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un atadığı yeni Başbakan'ı da görmemiş olabilirsiniz...
Eğitim Bakanlığı görevini yürüten 34 yaşındaki Gabriel Attal, "Fransa'nın en genç başbakanı" unvanının yeni sahibi olmuş.
Ukalalık etmek için söylemiyorum elbette. Bir siyaset yazarı olarak ben de Attal adını ilk kez duydum.



Biraz araştırdım, tek cümleyle Macron'dan hallice diyebilirim.
Ama bu bizim sorunumuz değil.
Öyle ya, bir Jacques Chirac beklemiyoruz ama uzun süredir gençliği dışında öne çıkartılacak bir özelliği olmayan siyasetçiler bulamayan Avrupa silikleşti. En popülerleri Macron işte, gerisini siz düşünün.
Merkel'den sonra karizmatik liderler devrinin tarihe gömüldüğü Avrupa, ABD için tümden dikensiz gül bahçesine döndü.

***


BİR GÜN HERKES 15 DAKİKALIĞINA 'HAİN' OLACAK
Ses Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, bir dizide işlenen ajitatif Kürtçe yasağı sahnesine isyan ediyor:
"Devlet televizyonu yıllardır Kürtçe yayın yapıyor. Bu nasıl bir tezgâh! Bir yandan inanç dünyası üzerinden, diğer yandan dil, kültür üzerinden kimlik çatışması körüklenmeye çalışılıyor. Ayrımcılığın neye hizmet edeceği belli değil mi?"
Sen misin gerçeği söyleyen...
Vesayet yıllarında Kürt vatandaşların demokratik haklarının iadesi için verdiği mücadeleyle tanınan Bilgen'i şimdiden hain ilan ettiler bile.
Andy Warhol ta 60'larda "Bir gün herkes 15 dakikalığına meşhur olacak" diyordu. Oldu. Şimdiki aşama bu. Her meşhur 15 dakikalığına da olsa bu linci tadacak.

***


AŞI YAPTIRIRKEN PFİZER'A MI SORDUNUZ KARDEŞİM!
Elon Musk geçen yıl Kovid-19 aşısı üreticisi Pfizer'ın Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Scott Gottlieb'in, mRNA aşıları aleyhindeki paylaşımlar konusunda Twitter yöneticilerine yaptığı baskıyı ifşa etmişti.



Youtube'da Pfizer yöneticilerinin komisyonlarda yaptıkları savunmaları izliyorum.
En ikna edici olanı şu:
"Kimse aşıyı yaptırmaya zorlanmadı... Bu sadece bir teklifti."
Teklif mi? Hani vatandaşlık göreviydi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA