Türkiye'nin en iyi haber sitesi

MELİH ALTINOK

Neresinden bakarsanız başarı hikâyesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Hatay'da 6 Şubat depreminin ardından tamamlanan konutların teslim töreninde şunları söyledi:
"Hatay'ımızdaki 55 bin 681 bağımsız bölümle birlikte; Kahramanmaraş'ımızda 22 bin 81, Malatya'mızda 11 bin 367, Adıyaman'ımızda 4 bin 833, toplam 105 bin 179 konut, köy evi ve işyerini daha depremzedelerimize teslim ediyoruz. Böylece, sözümüzün arkasında durarak, 11 ilimizde toplam 455 bin 357 bağımsız bölümü hak sahibi kardeşlerimizin istifadesine sunuyoruz."

BULGARİSTAN KADAR İNŞAAT
Elbette daha pek çok konuta ihtiyacımız var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın raporlarına göre, depremde acil yıkılacak, ağır hasarlı, yıkık ve orta hasarlı bağımsız bölüm sayısı yaklaşık 810 bin ila 890 bin arasında değişiyor.
Ancak gelinen aşama muazzam.
Gece gündüz çalışılarak enkazlar kaldırıldı, yeni yerleşimler kuruldu ve 455 bini aşkın bağımsız birim hak sahiplerine ulaştırıldı.
Dünyanın en büyük deprem afetlerinden birinin ardından bu ölçekte bir yeniden inşa seferberliği başlatmak, müthiş bir organizasyon kabiliyetine işaret ediyor. Her devletin harcı değil. İki yıldır sahadan ayrılmayan Bakan Murat Kurum'un, "Yüzölçümü bakımından Bulgaristan kadar bir alanın inşasını bitirdik" sözleri tabloyu çok iyi özetliyor.

DEPREM UMURLARINDA DEĞİL
Muhalefetten kimi isimler de linç edilmek pahasına iktidarın bu performansını takdir ediyor. Ancak çoğunluk depremlerin sarsıntıları devam ederken ne yapıyorsa yine aynı havada.
O günlerde belediyeleri yöneten büyükşehirler, ellerindeki kaynakları ve iş makinelerini bölgeye seferber etmek yerine, çoğu zaman lojistik engellerden şikâyet etmeyi tercih etmişlerdi. Vatandaşlar ve iş dünyası milyarlarca lira bağış yaparken, kitlesel bir kampanya bile düzenlemediler.
Dün de Hatay'da inşaatların dış cephelerindeki giydirmelere takılıp "yalan inşaat" diye veryansın ediyorlardı. Sanki o giydirmeler kalıcı konutların yerini alacakmış gibi bir algı yaratıldı. Oysa bu giydirmeler, tören alanlarının estetiği için geçici bir uygulamaydı; asıl mesele içerideki betonarme gerçekliğiydi.

YAP O ZAMAN
Muhalefetin dilinden düşmeyen "Yapacaklar tabii, işleri ne?" geyiğine gelince... Yıllardır yönettikleri belediyelerde taş üstüne taş koymayı bırakın yolcu taşımak, çöp toplamak, asfalt dökmek, kaldırım yapmak gibi tabii hizmetlerini yerine getiremeyenler için çok iddialı laflar değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.