Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı tarafından düzenlenen "Ortadoğu; Belirsizlik İçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları" konulu uluslar arası sempozyum, dünya dengelerini etkileme gücüne sahip yeni merkezlere vurgu yapılması açısından dikkate değerdi. ABD'den gelen Prof. Mehran Kamrawa "Bölgesel Güvenlik Dinamikleri ve Geleceğe Etkileri" başlıklı sunuşunda Türk Silahlı Kuvvetleri kurmay kadrosuna, "Zarif Güç" (Subtle Power) tezini anlattı. Türkiye'de eleştirilen Körfez sermayesinin nasıl önemli bir aktör haline geldiğini açıkladı.
Petrolün varilinin ortalama 70 dolar olacağı varsayımıyla 2007-2010 döneminde 6.9 trilyon dolar servet birikecek. Petrol 100 dolarda seyrederse bu tutar 9.9 trilyon dolara ulaşacak. Sadece Körfez ülkelerinin dış varlığı 1.6-2 trilyon doları bulacak. Birleşik Arap Emirlikleri 875 milyar dolar, Suudi Arabistan 300 milyar dolar, Kuveyt 250 milyar dolar, Katar 50 milyar dolar fona sahip olacak. Bu veriler karşısında Prof. Kamrawa, "Artık Körfez ülkelerini dikkate almak zorundayız. Bağımsız fonların bölgesel etkisini gözardı edemeyiz" dedi.
Öte yandan ABD'nin dış ülkelerdeki varlığına ilişkin bilgileri de etkileyici idi. 823 üs, 575.500 tesis, 2.5 milyon personel. Ve... "2008 Arap Kamuoyu Yoklaması"nın sonuçları. Tıpkı Türkiye'deki gibi ABD'nin imaj sorunu had safhada. Araplar'ın yüzde 88'i ABD'yi tehdit görüyor, yüzde 70'i güvenmiyor. "Lider Algılaması"nda ise Nasrallah, Ahmedinecad gibi radikal isimlerin popülaritesi hızla artıyor. Özetle, Ortadoğu ve Körfez ülkelerini yakından izlemek gerekiyor.