Türkiye'nin en iyi haber sitesi

OKAN MÜDERRİSOĞLU

Acemi kriz tasarımcıları

Farkında mısınız bilmem! CHP ve BDP ekseninde gelişen yemin boykotu, giderek "milli irade" ile "hukukun üstünlüğü" arasında çarpışmaya dönüştürülüyor. Milletin seçtiği isimlerin Meclis'e gelmesi prensibi ile o isimler hakkında kuvvetli suç şüphesi yüzünden yargının verdiği kararlar karşı karşıya getiriliyor. "Ya onu seç ya da bunu savun" ikilemi içinde olayın özünden uzaklaşılıyor. Farklı pozisyonlar ve hesaplar nedeni ile çözüm giderek zorlaşıyor.
Son umut olarak rol üstlenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çabaları dahi bir sarmala kapılan CHP'nin duruşu ve BDP'li bazı vekillerdeki akıl tutulmasıyla sekteye uğruyor. Türkiye'yi siyasi krizdeymiş gibi gösterme manevraları daha fazla taraftar topluyor.

***

Milletvekili seçilen Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tutukluluk hallerinin devam ettiği gerekçesiyle başlatılan bu garip süreci kim yönetiyor? Acaba CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, gelişmelerin mutlak hâkimi olduğu savunulabilir mi?
Bizce giderek netleşen fotoğraf, Kemal Bey'i de önüne katıp götüren bir başka planlamadan kuşkulanmamızı gerektiriyor. Örneğin, "Yeni CHP" markasına sonradan eklenen kimi isimler üzerinde durulması zorunlu hale geliyor. Parti yönetimindeki bu şahsiyetlerin, son günlerde bilhassa İstanbul'da hangi çevrelerle ne tür konuşmalar yaptıkları özel önem kazanıyor. Yaklaşan Yüksek Askeri Şûra öncesinde, CHP üzerinden, Ergenekon Davası bağlamında yeni bir cephe mi tasarlanıyor? Demokratik arınma döneminin ömrünün kısalmasından kimler medet umuyor? Bizleri nasıl bir dönem bekliyor?
***

Simgesel değeri de olan iki aktör Balbay ve Haberal CHP'den aday gösterildiği sırada, "Seçimin sonunda yargının kararına uyulur" mesajı verenlerin, bugün gelinen aşamada yemin engelini aşacak formül bulamaması, "Perde gerisi senaryolarını" akla getirmiyor mu? CHP, kendi milletvekillerini Meclis'e taşıyacak alternatifleri geliştirmediği için iktidar partisinin ağzına bakıyor. Ve ana muhalefetteki değişim çabası, gelenekçi kadrolarla kol kola giren haricilerin yönlendirmesiyle zayıflıyor.
***

Burada AK Parti'nin yaklaşımı üzerine de söylenecek sözler var elbette... Zira yemin krizi AK Parti'nin sorunu olmamakla birlikte, AK Parti'nin de sorunu haline gelmeye aday.
Her şeyden önce yemin edip etmeme hususu, CHP'lilerin bileceği bir iş. Seçmenden aldığı vekaleti TBMM'de kullanmayı ön şartlara bağlayan, bu şartları hükümete dayatan ve siyasal hareket kabiliyetini kısıtlayan bizzat CHP liderliği. Bu yönüyle sorun AK Parti'nin dışında. Ama Meclis'te 170 vekilin, ana muhalefet partisinin bulunmaması ve yeni anayasa yolunun tıkanması iktidar partisinin de sorunu. Şimdi üç partinin de elinde ağırlık var. CHP'ninki en ağırı. BDP'ninki de ondan aşağı kalır değil. AK Parti açısından şimdilik hafif kalan siyasi yük söz konusu. Lakin zaman ilerledikçe, ağırlığın altında ezilenler olacağı gibi yükü taşıyamayanlar da olacak.
Oyunun içine dış siyasi unsurlar da girecek.
Demokrasi karnesinin hal ve gidiş notu ile oynanacak.
İktidar, icraat yapmaya değil, savunma yapmaya zorlanacak.
***

Öte yandan...
Hatip Dicle kriterine teslim olan BDP'nin yaşadığı gelgitler, CHP'nin gölgesinde kalsa da Diyarbakır sendromu öylece duruyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün, Kürt sorununun yeni parçası olarak yorumladığı yemin problemi, akil adamların inisiyatifinden çıkıp, şahinlerin çatallı diliyle açmaza sürükleniyor.
Bir an önce Ankara'ya gelmeye hevesli makul siyasetçiler sindiriliyor.
Sivil anayasa öncesinde ilk uzlaşma denemesi olarak görülen Meclis Başkanlığı seçiminin taşıyıcı ayağı aksıyor. Çok yönlü ve çok merkezli ortak payda oluşturma becerisine sahip Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek en geniş destekle TBMM Başkanı seçilebilecekken, bu şans azalıyor.
Türkiye, önümüzdeki hafta milletin meclisine başkan bulacak, yeni bakanları ile tanışıp, onlara güvenoyu verecek.
Ve üç gün içinde aklı selim hâkim kılınmazsa ülke bir yanında hep eksiklik hissedecek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.