Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bir yıl önceki o konuşma!

Tarih... 2 Temmuz 2010. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile cephede. Kısa süre önce Gediktepe'de verilen şehitlerin acısı ise yüreklerde. Başbakan Tayyip Erdoğan riskleri göze alıp çatışmanın yaşandığı mevziye gidince CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanına da Genelkurmay'dan bir başka cephe için davet yapılıyor. Türkiye'nin, siperde duruş polemiğine takıldığı o günlerde kritik bir konuşma henüz kamuoyuna mal olmuyor.
Kılıçdaroğlu'nu Irak sınırına götüren, brifing veren Başbuğ, bir ara Yüksekova ve Çukurca'yı kastederek, "Burada maalesef devlet yok. Terör örgütü kendi mahkemelerini kuruyor, karar veriyor" diyor. İki sorumlu isim arasındaki o özel değerlendirmenin üzerinden bir yıl geçiyor, bu kez Silvan'da şehitler veriliyor.

***

Terörle mücadelede gelinen nokta, Kürt sorununun silahların gölgesinde kazandığı siyasal nitelik artık yeni bir sürecin başladığına işaret ediyor. Üstelik "Hükümet'in, teröristle mücadele stratejisini güncelleme gereği ile demokratik açılımı canlandırma çabası aynı ana denk geliyor." Çelişkili gibi sunulan bu tabloyu, daha anlaşılır hale getirmek için yeni koşulların kodlarını çözmek gerekiyor.
Güncel mesele, polisin iç güvenlik harekâtındaki rolünün artırılması. Aslında bu mesele, üç konu ile doğrudan ilgili:
1- Valilerin koordinasyon yetkisinin güçlendirilmesi.
2- Jandarmanın her yönüyle İçişleri Bakanlığı'na bağlanması.
3- Kara Kuvvetleri unsurları ile jandarma ve polisin konuşlanacağı yerlerin yeniden belirlenmesi.

***

Güncel gelişmeler, askerin özel timle ikame edileceği tartışmalarını tetiklese de işin özü bundan farklı. Asıl odaklanılan alan, en yetkili mülki idari amir olan valilerin bölgede alacağı inisiyatifte düğümleniyor. Bu, hem güvenlik hem de insan hakları bağlamında yenilenen görev tanımı demek.
Nitekim Silvan saldırısı hakkında önceki gün Genelkurmay'dan yapılan yazılı açıklamanın hassas vurgularından biri de valilerle bağlantılıydı. Karargâhın, arazide arama tarama faaliyetinde bulunan askeri birliğin, valiliğin istemi üzerine harekete geçtiğini vurgulaması manidardı. Operasyondaki birliğin sevk ve idaresinde yaşanan problemlere de değinen o açıklama aynı zamanda dönüm noktası özelliği de taşıyordu. Şimdiye kadar, ölümle sonuçlanan her olayın mutlaka soruşturulduğunu söylemekle yetinen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, ilk kez bu olayda kuşku noktalarını tek tek sıralayıp, yargıya intikal ettirdiğini duyurması önemliydi. Kuşkusuz, terör eyleminin ardından başlatılan sivil soruşturma da askeri cenahı kendi içinde daha hızlı sonuç almaya zorladı. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin sahadaki tespitlerinin kamuoyu ile paylaşılması yerine askerin Silvan olayını öncesi ve sonrası ile izah etmesi daha doğru oldu. Kabul edelim ki zorlu bir mücadele yürütülürken TSK'nın moralinin bozulması ülkeye yarar sağlamaz. Lakin yıllardır süren mücadeleye rağmen hâlâ tekrarlanan hatalar varsa bunların göz ardı edilmesi de beklenemez.
***

Halihazırda TSK komuta kademesi, sancılı geçmesi beklenen Yüksek Askeri Şûra'ya kilitlenmiş görünüyor. Tutuklu komutanların ne terfisi mümkün ne de emekliliği. Hatta bu komutanlar, eşdeğer rütbedeki silah arkadaşlarının gelebileceği en üst rütbeye kadar geçecek süre boyunca mevcut statüde bile kalabilirler. Hiyerarşinin kurgulanması bu yüzden özellik arz ediyor. Genelkurmay Başkanlığı'na 2017'den sonra gelebilecek komutanın kaderinin de bu Şûra'da tayin edilmesi bekleniyor. Ağustos başında verilecek hayati kararlar dizisi ise gerek TSK'nın bünyesel değişimi, gerekse Kürt sorununun çözümünde sergilenecek devlet tavrı bakımından özel anlam ifade ediyor.
***

Son olarak, statü peşindeki Kürt aktörlerin yol haritasına değinecek olursak... Muhtemelen BDP'li vekiller, Meclis 1 Ekim'de yeni yasama dönemi çalışmalarına başladığında bir şekilde Ankara'ya gelecek. Anayasa hazırlıklarına müdahil olunmadan Kürt sorununda mesafe alınamayacağı gerçeği, onları da önüne katıp sürükleyecek. Bu arada Hükümet, Sivil Anayasa'ya destek sağlamak ve Milli Birlik Projesi'ni tazelemek üzere, etkili ve bilinçli kesimlerle dar kapsamlı Dolmabahçe Toplantıları'na ağırlık verecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA