Sizler, bu satırları okurken bizler, G-20 Toplantısı için Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'la Arjantin'de olacağız. G-20 zemini, yeni dönemin Türkiyesi'nde yeni ekonomik programa ilişkin yaklaşımların anlatılması için fırsatlar sunduğu kadar korumacılıkla malul olması muhtemel küresel ekonomik sistemin geleceğini konuşma imkânı da verecek.
Yeni dönem demişken... Ankara'daki havayı yansıtmakta da fayda var. Zira merak had safhada.
Bir yandan iş dünyası temsilcileri diğer yandan yabancı yatırımcılar soluğu başkentte alıyorlar.
Hem yeni isimleri tanımak hem de beklentilerini anlatmak istiyorlar. Bu da gayet doğal. Burada hassas konu, erken genellemeler yapılarak, kamuoyunun yanıltılması riski. Nihayetinde, yeni sistemin ilk kabinesi göreve başlayalı iki hafta olmadı bile. Yani, aceleci davranmak ve hemen hüküm kurmak yerine, yeni dönemi anlamak ve kredi açmak gerek. Yoksa her meslek grubunun kendi önceliklerine göre, tüm sistemi işletmek mümkün olamayacağı gibi doğru da değil. Önemli olan öngörülebilirlik, güven, istikrar içinde kurallı ve kurumsal yönetim.
Yeni sistem, eskilerin veya eski mantığın bir yerden alınıp, başka bir yere transfer edilmesi olmayacak. Sistem, yerleşik bürokrasinin şartlara uyum sağlayabilecek olanları ile devlet memuriyeti dışındaki farklı birikim ve deneyimin de sahaya yansıtılması esasıyla işleyecek.
"Ben ne olacağım?" diye soranların ve sağa sola koşuşturanların önemli bir bölümünün AK Parti ile kariyer yaptıklarını, AK Parti ile beraber gelinen makamların da kimse için baki olmadığını hatırlatalım.
Devlette, FETÖ temizliği sonrası kendisine alan açıldığını varsayan ve buna göre örgütlenen "derin bürokrasiyi" de göz ardı etmeyelim. Bilhassa bakanlıkları fiilen yönetmeye talip bu tür ekiplerin anahtar olabileceği gibi kilit olabileceğini de dikkate alalım!