Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Gezi hortlatması altında istikrar başarısı

Ekonominin, bilhassa istikrarın seçmen davranışı üzerindeki etkisi Türkiye tecrübesi ile sabittir. Son dönemde, kamuoyunu doğrudan ilgilendiren konuların yanı sıra, ekonominin derininde hissedilen sorunların birer birer çözüme kavuşturulması dikkate değer. Türk Telekom'un sahiplik belirsizliğinin aşılması, Doğuş Grubu'nun kredi yapılandırması, Ülker Grubu'nun müzakereleri son aşamaya getirmesi, gayrimenkul firmalarının bankalarla faiz yükünü paylaşarak finans kanallarının açılmasına öncülük etmesi önemsenecek gelişmeler. Aynı şekilde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın özel çabası ile devlet iç borçlanma araçlarının çeşitlendirilmesi, KOBİ'lerin alacakları için sigorta sistemi kurulması, sermaye piyasalarını hareketlendirecek enstrümanlar üretilmesi de pozitif eğilimin devamı niteliğinde. Bazı özel ve yabancı bankaların sermayelerini takviye etme kararlarına, çok yakında kamu bankalarının yeniden sermayelendirilmesinin eklenecek olması da mühim bir hamle. Kurda dengelenme, enflasyonda ve faizde geriye gidiş, ABD ile ilişkilerin iyileştirilmesinin motivasyonu, ham petrol fiyatlarında aşağı yönlü görünüm, içeride akaryakıt fiyatlarında indirim...
Özetle süreç, ekonomiyi hem toparlayacak hem de canlandıracak tedbirlerin alındığını ve piyasaların doğru kararlara olumlu tepki verdiğini gösteriyor.

***
Lakin... Türkiye'de sandığı hazmedemeyenler her seçim öncesinde Gezi olaylarının ruhunu hortlatma gayretine girişiveriyorlar. Toplumun en az yarısını konsolide etmeye dönük söylem ve çağrılar, sözde demokrasi diye paketleniyor ama açık ve örtülü şekilde demokrasi dışı tüm yöntem ve sonuçları ima ediyor. Açık hedef alınan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da net tavrını ortaya koyunca bu kez, "Biz öyle demedik", "Mizah yaptık", "Canım o da cumhurun başı. Biz desek bile o tolerans göstermeli" türünden manevralar yapıyorlar.
Gezi'de başlayan ve dinamik tutulmak istenen toplumsal fay hattı kırılması, yerel seçim takvimi ile birlikte, "Ne pahasına olursa olsun belli illeri kazanalım. Önce siyasi tartışma başlatalım, sonra ekonomik belirsizlik yaratalım ve kaostan istifade edelim" zihniyetini açığa çıkaran girişimlere karşı uyanık olmamızı gerektiriyor.
Demem o ki... Bu ülke hepimizin. Sandık herkesi bağlar. Ülkenin Cumhurbaşkanı saygıyı hak eder. Demokrasinin kökleşmesi ise kurumsallaşması ile mümkündür. Demokrasi; sabır, meşru sınırlar içinde mücadele ile pekişir; tepkiselliği, tehdide dönüştürerek değil!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA