Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Kapıyı açarız sözü blöf veya şantaj değil

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Başkan Erdoğan’ın, “Dünya mülteci yükünü paylaşmazsa kapıları açarız” sözünün blöf ve şantaj olmadığını belirterek, “Ya külfet paylaşımına katılırlar ya da külfeti kendi topraklarında yaşarlar” dedi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ambrosetti Forumu'na katılmak için İtalya'ya giderken uçakta gündemi değerlendirdi. Oktay şunları söyledi:
Kapıyı açarız sözü blöf ve şantaj değil, Türkiye'nin kapasitesiyle alakalı bir durum. İdlib'de Soçi'deki mutabakat çerçevesinde Rusya ile 15 tane gözlem noktası oluşturduk. Bölge ağır silahlardan arındırıldı, kayıt altına alındı. Ama rejim İdlib'i yoğun şekilde taciz etmeye başladı. Bu noktada güvenlik güçlerimize zarar gelecek olursa kesinlikle karşılık vereceğimizi ifade ettik. Rusya'nın da buna göz yumması, Amerika'nın da bölgeyi bombalıyor olması İdlib'i ateş çemberine dönüştürdü. İdlib'in, Halep gibi yavaş yavaş yok edildiğini görüyoruz.
İdlib'te farklı grupların olmasının bedelini sivil halkın ödemesini istemiyoruz. İyi kötü bir yer bulmuş insanları yerinden etmenin anlamı yok. Çözüme değil soruna katkı sağlıyor. Diğer ülkeler baktığımızda yabancı savaşçılarla ilgili terörist yapıları Suriye'de temizleme peşinde. Kendi ülkelerinden ihraç ettikleri mücadeleyi Suriye içinde veriyorlar. Bunda Suriye halkının suçu, günahı ne? Yabancı savaşçılar ülkelerine iade edilir, ülkeler gerekeni yapar. Bizde teröristlerin sınıflandırılması yok. Terörist teröristtir.
Çatışma devam ederse 500 binin üzerinde hareketlenmiş sivil var, 1 milyona kadar çıkabilir. Hareket yerleri Türkiye. Şu anda 3 milyon 650 bin Suriyeli'ye ev sahipliği yapıyoruz. İlave 1 milyonu daha kaldıracak durumda değiliz. Avrupa'dan gelen mali katkı sadece 2 milyar 60 milyon euro. Kusura bakmasınlar kimsenin bekçisi değiliz. Bugüne kadar kapıları kapattık onlar rahat etti. Ya külfet paylaşımına katılırlar ya da külfeti kendi topraklarında yaşarlar. 40 milyarın üzerine çıktı maliyet. Olayın her türlü maliyeti var; siyasi, sosyal. Gerektiği zaman güneye takip de gündemimizde. 1 milyon kişiyi kurulacak güvenli bölgeye ulaştırmak istiyoruz. TOKİ gibi bir kurumumuz var, altyapı oluştururuz. Finansman verirlerse biz yaparız. Yoksa sonuçlarına katlanırlar. Şu ana kadar 400 bine yakın insan Suriye'de tesis ettiğimiz güvenli yerlere döndü. Süreç işlerse üç sorunu birden çözmüş oluruz. O bölgedeki PKK-YPG çıkarılır, insanlar için yerleşim alanı açılır, doğal bir güvenlik hattı kurulmuş olur.

BİZ
BİR SÜRE VERDİK

(ABD'nin Türkiye'yi oyaladığına dair güçlü sinyaller geliyor mu?) Münbiç'te çok şey öğrendik. Bunlardan biri de oyalamanın çalışmayacağıdır. Yaklaşımımız şu:
1- Bizim kontrolümüzde olacak.
2- PKK- YPG-SDG tamamı temizlenecek, DEAŞ dahil.
3- Ortak Operasyon Merkezi (Urfa'da kurulan) koordinasyon sağlayacak.
4-Güvenli hattın güneyinde yeni bir koridor oluşmasına izin verilmeyecek.
5- Burada derinlik ve genişlik konusu önemli. 5- 10 km'den başlayıp aşama kaydedilecek ve 32 km (20 mil) sözü hayata geçecek. Bir süre veriyoruz. Sahada gerçekleşirse devam ederiz. Aksi takdirde göbeğimizi kendimiz keseriz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA