Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Demokrasi istismarıyla DEM’lenme nereye kadar?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bütçe müzakerelerinin siyasal tarihimizde özellikli bir yeri vardır. Gerek komisyon gerekse genel kurul aşamasında sadece bütçe rakamları değil, ülkenin tüm konuları konuşulur. Muhalefet, canlı TV yayınını geniş kitlelere ulaşmak için sonuna kadar kullanır. Eleştirilerin, polemiklerin dozu artar. Buraya kadarki süreç yılların geleneğidir.
2024 bütçesi üzerindeki görüşmelerin, önceki yıllara kıyasla farklılaşan bir yönü vardı. Muhalefet partilerinin tamamı, iktidara yüklenirken bir parti, güncel meselelere değiniyormuş görüntüsü altında asli (!) ajandasının peşinde koştu. Hatta bu nedenle sadece AK Parti ile karşı karşıya gelmeyip, muhalefet sıralarındaki pek çok milletvekiliyle de tartışmaktan geri durmadı!
Tahmin edileceği gibi DEM Parti'den bahsediyorum...
17 Ekim'de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda başlayıp 25 Aralık'ta Meclis Genel Kurulu'nda sonlanan maratonda, DEM Partili vekillerin propaganda faaliyetleri dikkati çekti. Bütçe konuşmalarını fırsata çeviren DEM'li temsilciler açık ve örtülü örgüt sözcülüğünü üstlendiler. Kürtçe giriş cümleleri, ana dile dayalı argümanlar, teröristle mücadeleye dönük itirazlar, milletin sinir uçlarına basan beyanlar, kayyum atanan belediyelerdeki gerçekleri saptırmaya dönük söylemler... En basitinden örnek... Türkiye'nin F-16 tedarikini hedef alan DEM'li bir milletvekili, "F-16'yı zaten sadece Kürt bombalamak için kullanıyorsunuz!" diyecek kadar ileri gidebildi!
Özetle, milletvekili ve kürsü dokunulmazlığının istismar edilmediği bir güne bile tanık olunmadı!
Bu tabloya, en güçlü tepki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi. Sn. Bahçeli, ilk etapta Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) odaklandı. AYM'nin, HDP kapatma davasını 2,5 yıldır karara bağlamaması, Yeşil Sol Parti ile başlayan ve son olarak DEM Parti ismiyle siyasal bukalemuna dönüşen bu yapıya seçim dönemine özgü hazine yardımının durdurulmaması, dokunulmazlık dosyalarının bir an önce ele alınmaması... Devlet Bey'in öteden beri yüksek hassasiyet gösterdiği ve kanaatini en net şekilde paylaştığı başlıklar oldu. Salı günü partisinin grup toplantısında açıkladığı 4 maddelik yol haritası ise Sn. Bahçeli'nin öngörülebilir duruşunun yanı sıra Meclis zemininde DEM'lenen aktörlerin her fırsatta terör örgütünü çağrıştıran açıklamalarından duyduğu rahatsızlıktan da kaynaklandı.
Gelinen aşamada...
CHP'nin yeni yönetimi ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi ihtiraslarından istifade eden DEM Parti, konjonktürel psikolojik üstünlük kurma arayışında. Yerel seçimler öncesi adeta Kürt kökenli seçmenin ve etnik milliyetçiliğin pazarlayıcısı durumunda!
Şimdi DEM Partililer de kritik bir kavşağa girmekte. Yani bir seçim yapma zorunluluğuyla karşı karşıyalar.
Ya terör örgütüne müzahir isimlerden uzaklaşarak, terör sicili bozuk olmayan adaylarla bazı belediyeleri kazanmaya, hatta yönetmeye talip olacaklar.
Ya da İmamoğlu'nun peşine takılarak, İstanbul'da bir ilçe belediyesi kazanma, birkaç belediye başkan yardımcılığı ve belediye şirketi yöneticiliği ile yetinecekler.
Bu seçenekler arasındaki fark...
DEM'in bir siyasi parti olarak var olmak istemesi ile örgütün uzantısı olarak göze aldığı sonucu belirleyecek kadar önem kazanacak!

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Okan Müderrisoğlu | Demokrasi istismarıyla DEM'lenme nereye kadar?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA