13 Haziran 2025... Saat 03:30... İsrail savaş makinası bu kez İran'a doğru saldırıya geçiyor. Türkiye, diplomatik kanallardan haberdar edildiği saatlerde Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi, NATO radarları ve Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçakları ile bölgesindeki hareketliliği an be an izliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri "teyakkuz" durumuna geçiyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye'de terör koridoru parçalanırken, sıcak çatışma yönetmiş bir komutan olarak hızlı ve etkin koordinasyon başlatıyor.
Henüz gün ağarmadan... İsrail savaş uçakları Suriye ve Irak hava sahasına giriyor. İlk etapta 6 dalga halinde uçan ve F15, F16, F35'lerden oluşan savaş filosu iki ayrı güzergâha yöneliyor. Önce 2 dalga halinde Suriye hava sahası kullanılıyor. Sanki Suriye'deki belli hedeflere taarruz ediliyor izlenimi uyandırılıyor. Suriye üzerinden de füzeler ateşleniyor. Sonra 4 dalga halinde Irak hava sahasına giren katil İsrail uçakları asıl saldırıya geçiyor.
Radar izlerine göre İsrail uçakları, İran'ın batısındaki stratejik tesisleri bombalamak için Hakkari'nin güneyine yöneliyor. Türk F16'ları, "Acil Önleme Uçuşu" için derhal havalanıyor. Türkiye hava sahasına da yaklaşan uçaklara, ihlalde bulunmaması için "uyarı mesajı!" gönderiyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a da daha ilk dakikadan itibaren İsrail savaş uçaklarının sayısı, rotası, hedeflediği bölgeler başta olmak üzere kritik bilgiler aktarılıyor.
***
İsrail hava unsurları 13-18 Haziran arasında, toplam 43 dalga halinde İran'a 1.063 sorti gerçekleştiriyor.
İran, biraz sonra anlatacağım dekapitasyon (kafa koparma) nedeniyle İsrail'e ancak iki gün sonra karşılık verebiliyor. 15-19 Haziran arasında 19 dalga halinde 822 füze fırlatıyor, 760 kamikaze dronu İsrail'e yöneltiyor.
Bu sıcak saatlerde
TSK kurmay heyeti, İsrail-İran arasındaki hava ve teknoloji yoğun savaşın analizine de odaklanıyor. İsrail'in,
"Lora akıllı mühimmat, yapay zeka donanımlı otonom Spice füze sistemi, Rampage süpersonik füzesi, Delilah seyir füzesi, GDU28-29 güdümlü bomba, JDAM akıllı mühimmat" kullandığını not ediyor. İsrail,
"hava taarruzu, siber saldırı, İran'ın içinde imal edilmiş silahlı insansız hava araçları ve elektronik harp teknikleri" ile
"istihbarat destekli" çoklu harekât icra ediyor.
İran da şoku atlatır atlatmaz daha önce çalıştığı plânı uygulamaya başlıyor. Stoklarındaki füze kapasitesini seferber ediyor. ABD'nin açık askeri koruması yanında, çok katmanlı ve entegre çalışan
Demir Kubbe Hava Savunma Sistemi'ni delerek İsrail'e, beklemediği ölçüde karşılık veriyor. İran, esasen
"Doyurma Taktiğine" başvuruyor Yani, İsrail hava savunma sistemini aynı anda yüzlerce hedefle meşgul ederek kapasitesini aşmaya zorluyor. Birinci dalgada İHA'lar göndererek İsrail radarlarını meşgul ediyor, ardından seyir füzeleri, hipersonik özellikteki balistik füzelerle yoğunluğu artırarak İsrail'in hassas merkezlerini vurabiliyor.
***
İsrail ile İran iki ayrı doktrinle hareket ediyor.
İsrail'in saldırı mantığı, 1980'lerdeki başbakanı
Menahem Begin'in ortaya koyduğu doktrine dayanıyor.
"İsrail'in varlığına doğrudan tehdit oluşturan hiçbir devletin nükleer silah geliştirmesine veya edinmesine izin verilmemesi, gerektiğinde tek taraflı askeri operasyonla tehdidin yok edilmesi" yaklaşımın özünü oluşturuyor. (Bkz. 1981, Irak Osirag nükleer reaktörünün bombalanması)
İran tarafı ise
"Mozaik Güvenlik Doktrini" ile çalışıyor. Merkezi olmayan, çok
aşamalı, ağ tabanlı ve yerel kuvvetlere dayalı
bir savunma yaklaşımını esas alıyor. Dağınık
ama koordineli, düşük maliyetli ama etkili,
asimetrik ama stratejik bir sistem inşa ettiğini
düşünüyor. Olası bir saldırıda düşmana, yerele
dağılmış birden fazla noktadan karşı atakta
bulunmayı önceliyor.
İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısı,
"Stratejik Felç Operasyonu" olarak adlandırılıyor. Bir ülkenin savaşma kabiliyetini ortadan kaldırmak için kritik komuta-kontrol, altyapı, iletişim ve karar alma sistemlerine yönelen, yüksek hassasiyetli, hızlı askeri saldırı stratejisi diye biliniyor.
Özetle...
İsrail-İran çatışmasından çıkarılacak çok ders var. İrdelemeyi sürdüreceğiz.