Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOWARD MURAD

Selülitlerinizi yemek yiyerek yok edin!

Ölçülü tükettiğiniz marul, domates, yumurta ve portakal gibi yiyecekler sayesinde vücudunuzu onarıp selülitlerinizden kurtulabilirsiniz

Programımdaki diyet, kilo vermek ya da kendinizi sevdiğiniz yiyeceklerden mahrum bırakmakla ilgili değildir.
Benim amacım; besin bakımından zengin, selülitle savaşan yiyecekleri beslenmenize eklemek. Burada yapmanızı istediğim şey, günlük rutininize sağlıklı ve lezzetli çeşitli yiyecekler eklemeniz ve mümkün olduğu kadar her seferde sağlıksız yiyecekler yerine bunları tercih etmenizdir.
Sağlık, sağlığı doğurur. Her türlü program şekilsiz ve fazla kilolu bir vücutta normalde çalışması gerektiğinden daha fazla çalışmak zorunda kalacak ve daha az başarılı olacaktır. Ölçülü tüketildiği takdirde bahsi geçecek olan yiyecekler, vücudunuza kendisini kilo almadan onarmak ve sağlığını korumak için gerekli imkanları verecektir.
Bu diyeti uygulayan kişiler daha fazla enerjiye kavuştuklarını, daha seyrek hastalandıklarını ve daha sıkı bir cilde sahip olduklarını belirttiler. Ayrıca, daha düşük bir vücut yağ oranına ve daha yüksek bir metabolizma hızına kavuştular. Bu da rutin hareketlerine ekstra bir aktivite eklemedikleri halde programdan öncesine kıyasla, daha fazla kalori yaktıkları anlamına gelir. Muhtemelen kimseden böyle bir cümle duyacağınızı tahmin etmemişsinizdir ama selülitlerinizi yemek yiyerek yok edebilirsiniz!

SELÜLİT DURDURUCU NO 1: LESİTİN

Lesitin, her selülit tedavi programının önemli bir bileşenidir. Lesitin, hücre duvarlarını doldurarak ve yeniden yapılandırarak dokuları onarır, tüm organlarınızın tamamıyla suyla donatılmasına ve en yüksek seviyede çalışmasına yardımcı olur. Bunun görünüşe etkisi, selülitin yüzeye çıkamayacağı kadar güçlü olan parlak ve genç bir cilttir.

Lesitinin kaynakları:
Yumurta
Soyalı ürünler; tofu, soya sütü ve soya peyniri
Karnabahar
Yer fıstığı ve fıstık ezmesi
Portakal
Patates
Ispanak
Aysberg marul
Domates

SELÜLİT DURDURUCU NO 2: TEMEL YAĞ ASİTLERİ

Vücudun her organı -beyin, kalp, akciğerler, deri, kaslar, bağlar ve diğerleri- doğru şekilde çalışabilmek için suya ihtiyaç duyar.
Hücrelerde yeterli miktarda su olmadan organlar normal aktivitelerini gerçekleştiremez, birbirleriyle iletişim kuramaz. Bildiğiniz gibi hücre ve bağdokudaki suyun kaybı, tüm vücudun sağlığını olumsuz yönde etkiler. Yaşlandıkça, bağdokumuz ve hücreler su tutma kabiliyetini kaybeder.
Temel yağ asitleri ailesi sadece tüm vücuttaki nemsiz kalmış hücre ve dokulara su çekmez, aynı zamanda hücre duvarlarını onararak gelecekteki su kaybını da önler. Temel yağ asitleri, bir bakıma vücudun tekerleklerini yağlar. Temel yağ asitlerinin faydalarını saymakla bitiremeyiz. Aslında temel yağ asitleri ile ilgili kötü olan tek şey, vücudun bu asitleri kendi kendine üretememesidir.
Temel yağ asitlerini meydana getiren maddeleri sağlamak için dış kaynaklara başvurmamız gerekir.
Zeytinyağı, oleik asit bakımından zengindir. Omega-3 yağ asidi bakımından en zengin hayvansal kaynak soğuk su balığı ve en zengin bitkisel kaynak keten tohumudur.

SAĞLIKSIZ YAĞLAR
Tereyağı, margarin
Kısmen hidrojenize bitkisel yağlar veya hamur işlerine katılan bitkisel yağlar
Kızarmış patates, dana ya da domuzda bulunan yağ

SAĞLIKLI YAĞLAR
Keten tohumu yağı, zeytinyağı
Kanola (kolza tohumu) yağı, ceviz yağı
Tohumlar (yeraltı keten tohumu, ayçiçeği tohumu, kenevir tohumu)
Yemişler (çiğ ceviz, badem, cashew, Brezilya fındığı, şamfıstığı)
Soğuk su balıklarından elde edilen yağ Ton ve somon gibi bazı balıklar yüksek miktarda cıva ve başka toksik maddeler ihtiva edebilir, bu sebeple bu yiyecekleri sıklıkla tüketmemelisiniz.

SELÜLİT DURDURUCU NO 3: AMİNO ASİTLER

Protein, vücudumuzun hasarlı dokularını onarmak ve günlük aktivitelerini yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu yirmi amino asitten oluşur. Protein yönünden zengin yiyecekler tükettiğimizde, vücudumuz bu proteinleri parçalayarak birbirinden farklı amino asitlere dönüştürür.
Amino asitlerin önemli olmalarını sağlayan sayısız sebeplerden biri, vücuttaki bağdokuda bulunan kolajen ve elastinlerin üretimi açısından hayati önem taşımalarıdır.
Tüm amino asitler önemlidir ama sadece dokuz tanesi 'temel amino asitler' olarak adlandırılır. İşlevlerimizi tamamen yerine getirebilmek için yirmisine de ihtiyaç duyduğumuz halde vücudumuz bu dokuz amino asidi kendi başına üretemez.
Bunları yiyeceklerle temin etmemiz gerekir.
Et, tavuk, balık, peynir, süt, yumurta ve soyada dokuz temel amino asidin hepsinden yeterli miktarda bulunur. Yeşil yapraklı sebzeler, yemişler ve buğdayda da protein bulunur. Çeşitli proteinlerle zenginleştirilmiş dengeli bir beslenme ile vücudunuzun ihtiyacı olan dokuz amino asidin hepsini almış olursunuz.

SELÜLİT DURDURUCU NO 4: ANTİOKSİDANLAR

Antioksidanlar olmadan vücudumuz hastalıklar ve yaşlılık karşısında zamanından önce yenik düşer. Birçok antioksidan; hasarı önlemek konusunda o kadar etkilidir ki, kanseri önlemekte dahi kullanılır.
Ciltteki birçok fonksiyonlarının yanı sıra dermis ve epidermisin zayıflamasına neden olarak selülite yol açan hasarı önleme yeteneğine sahiptir. Beslenmenize yeteri kadar antioksidan ekleyerek dokularınızın parçalanmasını ve gelecekte şişkinlik ve çukura dönüşmelerini engelleyebilirsiniz.
En iyi antioksidan kaynakları bitkilerdir.
Orman meyveleri ve turunçgiller başta olmak üzere tüm meyve ve sebzeler iyi birer antioksidan kaynağıdır. Ancak yiyeceğin rengi koyulaşıp parlaklaştıkça içerisindeki vitaminler de o kadar yoğun olur.
Yabanmersini buna en iyi örnektir. Koyu mavi rengi, güçlü serbest radikal savaşçısı flavonoid bakımından yüksek yoğunluğa sahip olduğunu işaret eder.

YİYECEKLERİ FAZLA PİŞİRMEYİN

Başka bir antioksidan önerisi de bu yiyecekleri fazla pişirmemektir, yiyecekler ne kadar çok ısıya maruz bırakılırsa o kadar çok vitamin ve su kaybına uğrayacaktır.
Çoğu zaman çiğ sebze ve meyveler antioksidan yoğunluğu bakımından en zengin yiyeceklerdir. Ayrıca olabildiğince taze yiyecek tüketin. Dalından koparıldıktan sonra ne kadar süre geçerse, içeriğindeki antioksidanlar o kadar etkilerini kaybedecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA