Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Karmaşada yol almak

Musul'daki gelişmeler, piyasaları dalgalandırdı. Sonuçta konsolosluğumuzu hedef alan saldırı söz konusu ve bölge, her türlü gelişmeye gebe... Tam da bu noktada, karmaşanın ekonomiye etkisi "belirleyici" oluyor.
Krizlerden öğrene gelmiş Türkiye ekonomisinde başta borsa olmak üzere döviz faiz ve diğer endüstriyel faaliyetlerdeki "kırılma", her geçen yıl nispeten daha sınırlı etki oluşturabiliyor. Gezi gerginliğinde Borsa'da yaşatılan %10.4'lük çöküş, 17 Aralık ve devamında yinelenmedi.
30 Mart seçimlerinde sandığı etkilemek için oluşturulan karmaşa ortamı da ters tepti ve sandıklar açılmadan çok önce siyasi istikrara paralel ekonomide "normale dönüş" adımları geldi. Şimdi Musul'da sorun yaşıyoruz. Derinleşmese dahi, siyasi ve askeri yansımaları devam edecek.
Aslında "krizlerden öğrenen" yapısıyla Türkiye, bu alanda, "bedeli fazlasıyla ödenmiş" bir beceri sahibi sayılabilir. Bunun anlamı şu; "istikrar diye bir şey yok, olsa bile sürdürülebilir değildir, istikrarsızlık kalıcı hale geliyorsa bu durum bir varoluş biçimi olarak tanımlanmalı."
Nitekim kriz süreci ve devamında, reddedilemez bir "karmaşıklıktaki dünya" aynı şekilde "karmaşık bir dünya görüşü" talep ediyor. Küresel kriz sayesinde istikrarsızlığın; "yeni normal" haline geldiği dünyada, "istikrar arayışı" eski ezbere dönüşüyor. Şairin dediği gibi; "asude olayım dersen gelme cihana."
Ve bir kez karmaşada yol almayı becerince de tüm "iş, ilişki, iletişim ve bilgi süreçlerini" buna göre yapılandırıyor, ardından "sürdürülebilir istikrarsızlığı inşa etmeye" başlıyorsunuz.
Kulağı; "Musul krizinin bitiş düdüğü"nde, yola çıkmak için doğru rüzgârı bekleyen ve ufukta istikrar gözleyenlerimize bir uyarı; "limanda çürüme riskiniz" hayli yüksek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA