Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Çok uluslu şirket DAEŞ

Suruç katliamı, DAEŞ'in bölgesel değil, küresel boyutta projeler alan çokuluslu şirket gibi davranan örgüt olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bu çokuluslu şirketin CEO'sundan ziyade yönetim kurulunda kimlerin olduğu, daha da önemlisi paydaşlarının kimliği, daha da önem kazanıyor.
Bu süreçte iki polisimizin şehit edildiği Ceylanpınar infazını PKK'nın üstlenmesi, çokuluslu DAİŞ ile "çözüm ortağı" gibi davrandığını gösteriyor. Tam da bu noktada dağ ile kent arasında sıkışmış kimliğiyle HDP'nin yeniden tanımlanma ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Seçimden önce "PKK'ya silahı, AK Parti değil HDP bıraktıracak" diyen Eşbaşkanı şimdi "gücüm yetmez, beni dinlemezler" çaresizliğinde görüyoruz. Seçimden önce bütün Türkiye'nin partisi olmaya soyunan HDP'nin, gerek PKK'ya silah bıraktırma tavrı ve gerek halkı silahlanmaya daveti, bırakın Türkiye partisi olmayı, bölge partisi dahi olamayabileceğinin işareti...
İnsan kaynağı sıkıntısı çeken PKK'nın kaçırdığı çocukların anneleri, örgütten evlatlarını istiyor, uyuşturucu ve silah ticaretinden yoksun kalınca finansal sıkıntı çekmesi de cabası... Hal böyle olunca yeni kontratlar almaya başlayan Kandil'in ülkeyi istikrarsızlaştırmak isteyenlerin hizmetine girdiği aşikâr.
Burada benim dikkatimi çeken, yeni terör konseptinde davranan çokuluslu şirket DAEŞ ve çözüm ortağı PKK'nın eylemlerine karşı devletin yeni bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğu fakat bundan haberdar olmadığımızdır. Varsa, kendimizi güvende hissetmek için bunu bilmeliyiz. Yoksa da bir an önce var edilmelidir.
Görünen odur ki Türkiye'yi istikrarsızlaştırma koalisyonu, bizimkinden daha erken kurulmuş ve çalışıyor. Bizler hâlâ koalisyonun usulünü geride bırakamadık, esasa geçemedik. Karşı tedbirler yalnızca güvenlik tedbirleri üzerinden yürümeyecek, algı operasyonlarına karşı algı operasyonları düzenlemek gerekecek.
Suruç'ta ufkumuzu karartmak isteyenlere karşı devletin gücünü, anayasal düzlemde kalarak göstermesi için "kökleri kazınacak" demeçlerinden fazlasına ihtiyaç var. Dün pek çok manşet, "oyuna gelme Türkiye" diye çıktı. Oyunu bilsek, gelmeyeceğiz. Ancak kuralını başkasının koyduğu bu oyunu bozmanın yolu, kendi oyunumuzu ortaya koymak ve kamuoyunun desteğini talep etmektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA