Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Afrika'nın yeni kâşifi Türkler

Afrika gezisinin ilk durağı Fildişi Sahili'nde Abidjan'dayız... Görkemli salonda halk dansları ardından Cumhurbaşkanı Alassane Dramone Qualttara, heyetimize hoş geldin diyor. Bu ülkeyi ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan kürsüde "Sahra Altı ülkelerle ilişkilerin mihenk taşı burası" diyor.
Erdoğan Fildişi Sahili ile ticari ilişkilerin son yıllarda artmasına rağmen henüz potansiyelinin çok gerisinde olduğuna dikkat çekiyor: "2014'te 339 milyon $ iken geçen yıl 380 milyon $ oldu. 2020'de bu rakamı 1 milyar dolara çıkaracağız." Bu sözler salondan büyük alkış alıyor. Zira salonda iş dünyası da var.
Gitmediğin yerin senin olmadığını biz kendi topraklarımızda gördük. Aynı şey dünya için de geçerli... Afrika, küresel kriz sonrası AB dışında pazar arayışımızın önemli kıtasıydı ve ihracattaki eksen kaymasıyla 300'e yakın gümrük noktasına erişebildik. Bu tutumumuzun Afrika'daki yansıması, Erdoğan'ın ifadesiyle "39 ülkede büyükelçilik" oldu.
Şimdi gidilen yeni ülkelerde derinleşme stratejisini uyguluyoruz. Bunu yaparken sadece sömürü veya salt ticaret mantığıyla değil, kültürel işbirliği, insani yardımlaşma üzerinden geliştiriyoruz. Bana göre Türkiye'nin yumuşak güçlerinin ön sıralarında yer alan TİKA, dizilerimiz ve Türk Kızılayı ile geçmiş yüzyıldaki Afrika kâşiflerinden farklı davranıyoruz.
2 yıl önce benzer olguyu Etiyopya'da pamuk tarımı için giden işadamlarımız gerçekleştirdi. İmam Altınbaş ve Seyfettin Koçak ortaklığındaki Else Tekstil, henüz avcı ve toplayıcı toplum düzeyindeki kabilelere tarım öğretiyordu.
Fildişi sahili %25-30 göçmen alan bir ülke... Cumhurbaşkanı buna işaretle, "Fildişi Sahili Modeli" kavramını kullanıyor ve Türkiye'nin de dünyada şu anda en fazla mülteci barındıran ülke olduğunu hatırlatıyor.
Heyetteki iş insanları yoğun temaslarla dolu bir günü geride bıraktı ve dönüş yolunda gerçekleştirilen bağlantıları okurlara aktaracağız. Benim gördüğüm, buralara herkesten sonra gelmiş olmamıza rağmen kültürel yakınlığın bizleri eski sömürgelerde daha avantajlı hale getireceğidir. Yeter ki Afrika'nın yeni kâşifi Türkler olarak buralara daha sık gelelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA