Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

İntihar haberlerinde değişen bir şey yok

Bütün uyarılarımıza rağmen Sabah'ın intihar haberleri konusunda arzu edilen hassasiyet düzeyine ulaşmamış olması üzücü. Şunlar son beş gün içinde yayımlanan bazı haberlerin başlıkları: Boğaz Köprüsü'nde İntihar, Mezarlıkta İntihar, Evlenmeye Hazırlanırken Tutuklanınca İntihar Etti, 20 Yaşındaki Genç İntihar Etti, Polis Memuru İntihar Etti, Sosyal Medyadan Helallik İsteyip İntihar Etti.
Gazetecinin yaptığı ya da yapacağı haberin sonuçları ile ilgilenmesi gerekmez normalde. Bunun istisnalarından biri intihar haberleridir. Elbette intihar haberlerine hiç yer verilmesin diyemeyiz ama veriliş biçiminin özendirici ya da sıradanlaştırıcı olmamasına özen göstermeliyiz.
İntihar haberlerinin bulaşıcı bir niteliğe sahip olduğunu Prof. Dr. Kemal Sayar şöyle özetliyor: "Kamuya aktarılan intihar öyküleri, doğal reklam işlevi görür." Sayar bu durumu 'model intiharların kamusallaşması' olarak açıklıyor.
Prof. Dr. Rüstem Taşkın medyanın rolüne dikkat çekiyor: "İntihar davranışına tanık olmak, yatkınlığı olan kişilerde intihar riskini artırır. Tanıklık, doğrudan olabileceği gibi yazılı ve görsel medya aracılığıyla da olabilir."

İntihar mevzuatı

1
931 tarihli Matbuat Kanunu intihar haberlerini izin şartına bağlamış, fotoğraf kullanımını yasaklamıştı. 1950'de çıkarılan 5680 sayılı yasada, yasaklayıcı hükümlerin yerini sınırlandırıcı hükümler aldı.
Bugün yürürlükte olan 5187 sayılı Basın Kanunu da aynı doğrultuda. Sadece, 'haber vermenin sınırlarını aşan ve okuyucuyu bu tür fiillere özendirebilecek nitelikte olan yazı ve resim yayımlayanlar' için para cezası öngörüyor.
Ne tür haberlerin özendirici ve teşvik edici olduğu ise muğlak. Sorun biraz da buradan kaynaklanıyor.

Genel ilkeler

İntihar haberleri konusundaki en derli toplu rehberlerden biri Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2008'de hazırlandı. 'İntiharı Önleme, Medya Çalışanları İçin Bir Kaynak' başlıklı raporda önemli önerilere yer verildi. Toparlarsak:
İntihar eden kişilerin isimleri açıkça yazılmamalı, fotoğrafları kullanılmamalı. Bu insanların yakınları göz önünde bulundurulmalı.
İntihar hikâyeleri sentimental bir üslupla sunulmamalı. İntiharı normalleştiren, bir olaya tepki gibi sunan, mesaj verme biçimi ya da kurtuluş olarak gösteren yaklaşımlardan kaçınılmalı. Haberlere duygusal başlıklar atılmamalı.
İntihar eyleminin gerçekleştiği yer hakkında ayrıntılı bilgi verilmemeli. O mekânın Boğaziçi Köprüsü örneğinde olduğu gibi bir intihar merkezine dönüşmesinin önüne geçilmeli. Bu hafta verilen Haliç köprüsü haberi bu bakımdan çok yanlış.
İntihar 'öğrenilen' bir davranış olabiliyor. İntihar yöntemi ayrıntılı bir şekilde anlatılıp yol gösterilmemeli.
İntihar psikolojik, sosyolojik ya da ekonomik tek bir nedene indirgenmemeli. Doktor, polis, asker örneklerinde olduğu gibi bir yaş, cinsiyet ve meslek grubuyla intihar arasında doğrudan bağlantı kurulmamalı.
Sözünü ettiğimiz haberleri incelediğimizde bu ilkelerin hemen hepsinin ihlal edildiğini görüyoruz. Keşke gazetemizin editörlerine bu ilkeleri tekrar tekrar hatırlatmak zorunda kalmasak...

Maddi hatalar

H
ande Bilir adlı okurumuz yazmış: "Sakarya'da Feci Kaza, 2 Ölü haberinde kazada ölenlerden birinin Gencay Coşkun olduğunu belirtmişsiniz. Doğrusu Cenkay Coşkun'dur. Yakını olduğum bu kişinin isminin düzeltilmesini rica ediyorum."
Turan Cingöz: "İllerin ilçe sayısını gösteren haberinizde (bir foto galerisi) Trabzon'un Uzungöl fotoğrafına Bursa, Bursa ili fotosuna da Trabzon yazmışsınız."
Bilal Tosun: "Beşiktaş Mersin Deplasmanında da ne demek? Eskişehirspor'la oynayacak Beşiktaş."
Kemal Kandilli: "Sabah'ın usta yazarları Spor Toto Süper Lig'in 24. haftasında oynanan ve Fenerbahçe'nin 2-0 yendiği Fenerbahçe-Akhisar Bld. maçını yorumlamış. Skordan haberiniz yok galiba. Maçı Fenerbahçe 3-0 kazandı."
Liste böylece uzayıp gidiyor. Büyük çoğunluğu sabah.com.tr'de yayınlanan haberlerle ilgili. Yazım ve anlatım hatalarına girmiyorum bile.
Değerli editörlerimiz! Hızlı olmak önemli, evet, ama doğru olmak daha önemli... Sizce de bu kadar maddi hata çok değil mi?

Çocuk gazetesi

Geçen hafta çocuk gazetesi ihtiyacını dile getirmiş ve Aslı Begüm adlı okurumuzun mektubunu yayınlamıştık. Bu hafta kendisine arkadaşları destek verdi. Sevgili Mert Karacan'ın mesajı şöyle: "İbrahim abi' Ben 13 yaşındayım. Adım Mert. İstanbul'da özel bir kolejde okuyorum. Bugün köşenizde gazeteler ve çocuklarla ilgili bir yazınız vardı. Doğrusu bizlerin sesini gazeteye taşımanıza sevindim. Arkadaşımızın gazete isteğine de sonuna kadar katılıyorum. Bize seslenen haberlerin ve köşelerin olduğu bir gazeteyi istiyoruz. Bu konudaki çağrılarınızı devam ettirseniz keşke... Umarım ciddiye alırlar. En azından gazetede haftada bir iki üç sayfa çocuk sayfası olsa ne iyi olur."
Sevgili Mert! Bu yazıyı kendin yazmışsan tebriği hak ediyorsun. Yazarken yardım aldıysan ayrca kutluyorum. Talebini duyurmuş olalım.

Kampanya önerisi

A
hmet Çabuk adlı okurumuz bir 'kampanya önerisi' yapmış, paylaşalım: "Dünyada ve ülkemizde gelişen teknolojiye bağlı olarak bilgisayar, tablet bilgisayar ve akıllı telefondan yazılı ve görsel medyayı takip artmış ve gazete bayilerinden gazete ve dergi alımı azalmıştır. Bu nedenle yayın grubu olarak insanların internet ortamında gazete ve dergi aboneliği almasını sağlamak için bir kampanya önerisinde bulunmak istiyorum. Yıllık abone olan kişilere tablet hediye edilmesi ve her gün abone olunan gazetenin aboneye internet ortamından gönderilmesi sayesinde kişilerin gazeteyi takip etmesi sağlanacak ve abone sayısı artacaktır. Ayrıca abone olan kişilere bulut desteği sağlanarak kendi gazete arşivlerini oluşturması sağlanabilir ve bu sayede abonelerin günlük takibi artırılabilir."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA