Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Bu kurumlar denetleniyor mu?

Kurban Bayramı'nın ilk günü kaleme aldığımız "Denetleyen kimse yok mu" başlıklı "yardım dernekleri" konusundaki yazımızdan sonra garip bir sessizlik hüküm sürüyor.
Ne o anlı şanlı yardım derneklerinden, ne de bu kurumları denetlemesi gereken İçişleri Bakanlığı'ndan ses çıkmadı.
Oysa ortada uluslararası yasaların da çiğnendiği ciddi bir durum var.
Can alıcı soruyu geçen yazımızda da yer verdiğimiz Kızılay'ın avukatı Haluk Pekşen dile getirdi. Pekşen aynen şöyle diyordu:
"Biz yeterince denetimden geçiyoruz ama onlar yeterince denetim altında mı bilmiyoruz. Şimdi Allah korusun bir afet olsa herkes Kızılay'ı bekliyor ama diğerleri müthiş paralar topluyor ancak kimse onların ne yaptığını sormuyor."
Peki onlar kim?
Deniz Feneri, İnsani Yardım Vakfı, Kimse Yok mu ve Cansuyu gibi vakıf ve dernekler... Hepsinin ortak özelliği "İslami" kesimlere dayanması.
Şimdi gelelim son Kurban Bayramı'nda bu yardım kurumlarının topladığı rakamlara...
İnsani Yardım Vakfı: Kesilen kurban adedi 32 bin. Kimse Yok mu: Kesilen kurban adedi 11 bin 455.
Sadece iki kurumdan aldığımız rakamlar bu kadar.
Peki Kızılay ne kadar yardım topladı?
26 bin.
Bu sonucu sadece "güven" sorunuyla açıklamak mümkün mü?
Gerçekten de Pekşen'in dile getirdiği, "Kimse onların ne yaptığını sormuyor" sorusunun cevabını birileri vermeli. Çünkü, bir afet olduğunda herkesin gözü Kızılay'da...
"Kızılay yeterince yardım yaptı mı, halktan topladıkları parayı uygun biçimde kullandı mı" gibi soruları hepimiz soruyoruz.
Hatırlayın, Marmara'yı sarsan 1999 depreminde, Kızılay'ın yaşadığı acizliğin ve yardımların çarçur edilmesinin toplumun güven duygusunu nasıl sarstığını. Ama nedense Kızılay kadar yardım toplayan diğer yardım kuruluşlarına kimse bu gözle bakmıyor.
Sanki onlar kendi ceplerinden ve gönüllü yapıyor bu işi. Kimse onlara hesap sormayı aklından bile geçirmiyor. Eğer, bu kurumlar bir afet anında yardım yaparsa teşekkür bile alıyor ama yapmazlarsa kimse soru sorma gereği bile duymuyor.
Yani bir mecburiyetleri yok gibi bakılıyor.
Peki Kızılay öyle mi?
Ufak bir aksaklıkta yer yerinden oynuyor.
Bu garip durumun değişmesi gerekmiyor mu?
Dahası var, Kızılay'ın 1999 Marmara depreminde yaşadığı rezaletin ya da Yimpaş ve Kombassan'da yaşananların bir benzeri yarın adı geçen kurumlarda yaşanırsa sorumlusu kim olacak?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA