Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AHMET ÖRS

Salatanın önlenemez yükselişi

Salata iştah açar, damağı dinlendirir. Şimdi bir soru: "Yemeğe salatayla mı başlasak, sonuna mı saklasak?" İnsanoğlu 2 bin yılı aşkın süredir yanıtı bulamamış. Örneğin Sicilya'da MÖ. 4. yüzyılda yaşamış gurme Archestratos salatayı yemeğin sonunda, sempozyum başlamadan önce yemeyi salık vermişti.
Günümüzde sempozyum, dinleyici karşısında uzman kişilerin konuşmalar yapmaları anlamına geliyor. O dönemde yemekte sadece su içen erkekler, yemeğin ardından, sempozyum denen içki sohbetine geçerdi... Parantez açalım. Eski çağların sağlıklı yemek anlayışı bugünküne hiç uymuyor; yiyecekler vücuda etkilerine göre sıcak-soğuk olarak ikiye ayrılıyordu. Archestratos, yeşil salatanın, 'soğuk, dişi ve tembel' özelliklere sahip olmasından dolayı, 'sıcak' kabul edilen alkol alınmadan yenmesi gerektiğini savunmuştu.
Eski Romalılar, Yunan usulü, yemeğin sonunda salata yeme geleneğini sürdürdü. İmparator Diocletianus döneminde artık yemekte bol miktarda içki içilmekteydi ve salatanın iştah açtığı da öğrenilmişti. Antik Çağ tıbbı bu kez de salatanın yemeğin başında yenmesinin daha doğru olacağı yolunda fetva verdi.

ÜRETİCİLER REKLAM YAPTI
Bugün ABD'de salata ana yemekten önce yenir. 1960'ta dünyaya veda eden ünlü ABD'li görgü kitabı yazarı Emily Post, salatanın başlangıç yemeği olmasının sağlıkla ilgisinin olmadığını öne sürmüştü. Ona göre, restoran sahipleri ana yemeğin hazırlanması için zaman kazanmak amacıyla, müşteriyi, başlangıç olarak salata yemeye alıştırmıştı.
1930'larda Kuzey Amerika'da konserve ve hazır yiyeceklerin moda oluşu yeşil salatayı gözden düşürmüştü. Salata, tabak süsü, garnitür düzeyine indirgenince, yeşil salata üreticileri büyük bir reklam kampanyasıyla, rengarenk karışık salatanın çok sağlıklı olduğu yolunda tüketicilerin beyinlerini yıkamayı başardı. Ayrı ayrı tabaklar yerine büyük kasede ortaya getirilen salata, o gün bugündür Amerikan sofralarının vazgeçilmezleri arasında.
Buna karşılık Fransızlar yemeğe zengin, çoğunlukla soğuk bir ordövr ile başlayıp, salatayı yemeğin ardından, tatlıya geçiş olarak atıştırır. Onlara göre, sirkeli sosa bulanmış salata, bir önceki yemeğin damaklarda bıraktığı lezzeti süpürür.
Salata bize alafranga mutfakların armağanı. Ancak eskiden Avrupalılar'ın çoğu gibi biz de salatayı ana yemeğin yanında yerdik. Sağlıklı yaşam akımıyla birlikte diyet guruları bizi onun düşük kalorili olduğuna inandırdı. Bizler de salatayı başlangıç yemeği, hatta ana yemek olarak bağrımıza bastık. Görüyorsunuz, salata kah yemeğin sonuna itildi, kah başında yerini aldı. 21. yüzyılda ise altın çağını yaşıyor. Özellikle kafelerin en gözde yemeği. Haksız mıyım, insanoğlu salatanın sofranın hangi aşamasında yenmesi gerektiği konusunda herkesin kabullendiği bir noktada buluşabilmiş mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA