Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Samiha Ayverdi ile Üsküdar’da acı bir kahve

Kar pamuk şeker kıvamında yağarken, aldım başımı Üsküdar'ın sokaklarına vurdum. Aziz Hüdai'nin önünden tebessümle geçtim. Şair Nedim'in beyit yazdığı çeşmeye selam verdim. Mihrimah ile Gülnuş Sultanların karşı karşıya oturup sürmeli gözleriyle işaret ettiği meydanı, kasabalı cumhuriyet apartmanlarını, metro girişinin yakışıksız siluetini görmezden geldim. Isınmak için küçük bir kafeye oturduğumda zarif bir hanımefendi yanımda bitiverdi! Sanki aklımdan geçenleri bilmiş gibi teklifsiz konuştu:
"Bir vakitler ormanları, korular içindeki köşkleri, kasırları, sarayları ve tarihe mal olmuş sahilhaneleriyle meşhur olan Üsküdar semtinde, şimdi bir Fethi Paşa Yalısı'ndan başka maziye köprülük edecek bina kalmamış gibidir.
Senelerin meşakkati ile beraber sanki sırtında taşıdığı korusunun ağırlığından beli bükülen bu geçmiş zaman kaşanesi, eşini dostunu kaybetmiş ihtiyarlar çaresizliğiyle inzivasının çorak tesellisi içinde tek ve tenha son nefesini bekler durur..."
Onun bal kokulu Türkçesini dinlerken birer sade kahve söyledim. Kahve çifte kavrulmuş lokumlarla geldi.
"Hani dillerde gezen Şemsi Paşa Yalısından bir iz? Hani Damat İbrahim Paşa Sarayı'ndan bir hatıra?
Korkunç bir ihmal, idrake sığmayan bir merhametsizlik, sefih bir mirasyedi felsefesiyle har vurup harman savurulan bu hazinelerden bir örnek, bir nişane nerede? Kocamış Üsküdar, artık bu kaşanelerin isminden de cisminden de hatıra ve hayalinden de mahrum.
Muhakkak ki maziyi aynen yaşatmak, hatta muhafaza etmek, devirlerin taşıyamayacağı bir yüktür. Cemiyetler de tabiat gibi yenilenmeler, ölüp dirilmeler sayesinde ayakta durabilir. Bazen insanlarda ifrat derecesine varan geçmişe tapma eylemi bir fosilin cansız kupkuru heykelinden ibarettir.
Fakat geçmiş zamana harp ilan etmek, onunla olan münasebet ve aşinalığımızı bir cehil ve gaflet süngüsüyle tepelemek de gene bizi kurutup tüketir. Çünkü bugünkü gün, dünkü günün yuvarlana yuvarlana şu zamana gelişidir. Biz geçmişimizin meyvesiyiz..."

***


Ya dergahlar, tekkeler, o okullar, diye sordum. Derdi olanın kapısından rahatça girebildiği o insan-ı kâmil merkezleri? Ya tekamülünü tamamlamış onca bilge, derviş?
Gülümsedi. Gülünce yüzünde leylaklar açıyordu.
"Oldu olası derviş kişiye diş bileyen taassup ehlinin ona olan öfkeli hücumunu, bir fikir ayrımından ziyade, aşağılık duygusunda aramak belki daha doğru olur. Zira yaradanla yaratılanı her zaman birbirinden ayrı ve gayrı görmek yolunda nazariyeler kurmuş, kitaplar yazmış, dogmalar icat etmiş, ömürler harcamış, kızmış köpürmüş, küfretmiş olan taassup ehli, bütün gayret ve himmetini birlik mihrakı etrafında toplayan ve kainat manzumesinde bir vahdet kasidesi okuyup cümle aleme dört elle sarılarak vecde gelen dervişi hep kıskanmıştır.
Fakat derviş, bu cahil adam kendisini kınar, taşlar ve canını yakarken, onda bir keyif ve hoşluk bulacak olgunluk seviyesini kazanmış adamdı. Derviş, softa gibi hadiselerin ortasında sıkışıp kalmış sıradan adam tipi değil, 'olana' tarafsız bir gözlemci. Ve 'olduranla' dostluk kurup barışa varan kimsedir..."
Garson gelip "Abi niye iki kahve birden istedin?" diye sorunca, baktım hakikaten öyleydi! Yanımdaki İstanbul Hanımefendisi, kıvırcık bir koyun postuna benzeyen siyah mantosuyla çoktan kaybolmuştu.
Fakat kardaki ayak izleri henüz tazeydi...

MERAKLISINA:

Samiha Ayverdi - İstanbul Geceleri
Ukrayna'daki Türk vatandaşlarını olduğu kadar her milletten insanı tahliye etmek için büyük çaba gösteren Dışişleri Bakanlığı'mızın elçilik çalışanlarına, sosyal medya üstünde sivil bir grup kurup elçiliklerle de temas halinde çalışan ve "Siyaset yok. Türkiye Cumhuriyeti Devletine aşığız" diyen 'Ukrayna'dan Tahliye' adındaki şahane sivil koordinasyona, o oluşumu başarıyla yönetip çok sayıda insana şifa olan Esra Öztürk ve Ayçin Kantoğlu hanımefendilere, onlarca pırıltılı genç arkadaşlara...
İyi ki varsınız, demek isterim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA