Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Elektriğin akıllanma zamanı geldi

Akıllı telefonların zayıf halkası pilleri. Lityum iyon piller artık sahip oldukları kapasitelerini her şarjda biraz daha kaybediyor. Şimdi sahip olunan enerjiyi akıllı tüketme ve tasarruf etme zamanı. Elektriğin akıllı telefonla başlayan akıllanma hikayesi ev ve otomobille devam edecek

Evde ve ofiste elektrikli olmayan ve ağa bağlanmayan, ekranı olmayan cihaz kalmadı. Bir cihazın akıllanması en azından veri üretmesi kaçınılmaz hale geldi. Üstelik her küçük cihazın küçük bir bilgi ekranı bile var. En kritik şeylerden biri elektriğin akıllanması olacak. Şu anda evlerde hangi cihaz ne kadar elektrik tüketiyor pek farkında değiliz. Dünyada enerji maliyetleri arttıkça ister istemez farkındalık da artıyor. Akıllı telefonlar pil kapasitesini artırarak değil, akıllı şekilde tüketerek bunca talebe rağmen pil ömrünü uzatıyor. Sahip olduğu ekran boyutu, anten sayısı, sensör sayısı artmasına rağmen akıllı telefonların pil ömrü kısalmıyorsa, bunun başlıca sebebi akıllı enerji yönetim yazılımı olduğunu söyleyebiliriz. Artık enerji tüketiminin akıllandıran bir yazılım geliştirmek pilden daha değerli. İşte evlerde ve otomobillerde enerji tüketiminin akıllı telefonlardaki gibi akıllanmasının zamanı geldi.

EVDE TÜKETİM PANELİ
Evde her cihazın ne kadar elektrik tükettiğini kabaca biliyoruz. Saç kurutma makinesi, fırın, su ısıtıcının elektrik tüketimini artırdığını biliyoruz. Ancak fişi sürekli takılı duran buzdolabı, televizyon veya bir akıllı telefon, tablet, monitör ya da bilgisayarın ne kadar elektrik tükettiğini biliyor musunuz? İşte tüm bu cihazlar kadar bağlı olduğu kablolar da akıllanıyor. Artık evlerin bir akıllı elektrik tüketim paneli olacak. Bunu akıllı telefonda bir uygulama ya da evlerdeki tablet benzeri bir yönetim paneliyle yapmak mümkün hale geliyor. Üstelik bu cihazları elektrik tarifesine göre ne zaman kullanmanız gerektiği konusunda size önerilerde bulunacak uygulamalar hayatımıza giriyor. Evinizdeki her cihazın ne kadar elektrik tükettiğini bilmeyecek kadar zengin değilseniz, sizi öğrenmeye zorlayacak faturalarla karşılaşmayı beklemeyin.



HIZLI ŞARJLAR ZARARLI MI?
Özellikle akıllı telefonları hızlı şarj etmek ve o şarjı daha uzun süre muhafaza etmek için tüm şirketler en iyi teknolojileri geliştirmek için adeta bir yarış içinde. Zamanla yarıştığımız günümüzde de telefonumuzu en hızlı şekilde şarj etmek istemek en doğal hakkımız. İşte bu nedenle dünyanın en büyük telefon üreticileri, her geçen gün daha yüksek hızlı şarj imkanı sunan adaptörleri piyasaya sunmaya devam ediyor. Apple, Huawei, Oppo gibi dünya devleri 240W'lara varan hızlı şarjları yarıştıradursun, kullanıcıların aklındaki en büyük soru ise: "Bu kadar yüksek hızda şarj, telefonumun aşırı ısınmasına sebep olup pile zarar vermez mi?"
Konuyla ilgili bilgi veren Mcdodo Türkiye Genel Müdürü Mehmet Uçurum, özellikle son aylarda her gün yeni bir marka bir diğerinden hızlı şarj çıkarmaya başladığını ve hızlı şarj pazarı gittikçe büyüdüğünü belirterek, "Haliyle kullanıcılar, bu kadar yüksek hızlarda şarjın bu kadar küçük telefonlara zarar vermeden şarj edemeyeceğine inanamıyor ve bu durumu sorguluyor. En çok akla gelen telefonda ciddi bir ısınma problemi yaratabileceği konusu. Ama bu kaygılar doğruysa, bu kadar marka, bütün sektör neden her gün daha yüksek hızlı şarj üretmek için milyonlarca dolar yatırım yapıyor?"
Bu noktada akıllı telefon pillerinin pil donanımının devreye girdiğini hatırlatan Uçurum, genel şarj prosesini şöyle anlattı: "Şu anda akıllı telefonların bataryaları lityum iyon ya da lityum polimer. Pilin pozitif ve negatif tarafı var. Telefonda şarj olduğunda akış, pilin negatif tarafından pozitif tarafına doğru oluyor. İyonlar orada toplanıyor. Şarj bitip şarja takıldığında ise iyonlar pozitif taraftan negatife doğru akışa geçiyor ve orada toplanıyor. Şarj bataryası bir çeşit sünger gibidir. Full şarj olmaya yaklaştıkça artık o kadar yüksek bir hızla akımı ememezler ve bazı kayıplar olmaya başlar. Bu akım kaybı da bataryanın ısınmasına sebep olur. Yani kısacası aslında şarj süreci, düz bir çizgi değil bir eğriden ibaret. Her gün arttığına şahit olduğumuz bu akım oranları da aslında sabit bir şarj oranı değil, şarjın pik yaptığı nokta."



AKIM GÖSTEREN DİJİTAL KABLOLAR
Mcdodo'nun da ürettiği akım göstergeli dijital şarj kablolarıyla, telefonunuza giren akımın miktarını ve pilin doyma oranına göre nasıl bir değişiklik gösterdiğini artık takip edebildiğimizi sözlerine ekleyen Uçurum, "Zaman geçtikçe şarj protokolü sırasında gerçekleşen iyon transferi sayısız defa tekrarlandıkça, pil yavaş yavaş zarar yıpranmaya başlar ki bu oldukça doğaldır. Fakat tüm bu döngüde pile zarar veren doğal yıpranma değil ısınmadır. Fakat pildeki iyonlar ısınmaya karşı oldukça hassas ve dirençsizdir.
Dolayısıyla pil söz konusu olduğunda amaç pilin normalden daha çabuk yıpranmasına engel olmak için, ısınmayı minimize etmektir. Daha hızlı şarj daha hızlı ısınmayı beraberinde getirdiği için de gün geçtikçe hızlanan şarjların da telefonunuz zarar verdiğini düşünmek oldukça doğal bir çıkarım olur" dedi.

HEDEF YÜZDE 80 PİL SAĞLIĞI
Peki tüm bu yöntemler işe yarıyor mu? Bu sorunun çözümü bu kadar basit mi? Telefonu yeterince soğutursanız istediğiniz yüksek güçte hiç ısınmadan şarj edebilir misiniz? Bu soruların cevabını Uçurum şöyle veriyor: "Ne yaparsanız telefonunuzun piline zarar vermiş olursunuz? Telefon sektöründe bunun için bir standart var. Yüzde 80 pil sağlığı 800 şarjdan sonra. Bu yaklaşık 2 yıla denk geliyor. Yani sağlıklı bir pilde hedef 2 yıl sonra yüzde 80 pil sağlığı. Şu an yüksek hızlı şarjlarla ilgili yapılan laboratuvar testlerinde, 800 hatta bazı markalarda bin 600 hızlı şarj dolumundan sonra batarya sağlığının yüzde 80 oranında olduğu kanıtlanmış durumda. Bu kadar yüksek hızlı şarjlar hayatımıza yeni girmiş olsa da yapılan bilimsel testler, pile zarar vermediğini kanıtlıyor."

***

M1 ÇİP, KARARSIZLARIN SAYISINI ARTIRDI

Bir dönemin en çok sorulan sorusuydu: "Tablet mi, dizüstü bilgisayar mı?" M1 işlemcili iPad Air bu soruyu daha güçlü sormamıza sebep oluyor. Peki M1 işlemcinin farkı nerede? İşte bu sorunun yanıtını bulmaya çalışalım.
İlk iPad çıktığından bu yana 11 yıl geçti. İlk tableti Apple'ın çıkardığını düşünen pek çok insan olabilir. Çünkü tablet konusunda Apple ve diğer Android cihazlar arasındaki fark M1 çiple daha çok açıldı. Deneyim olarak farklılaşan iPad, M1 işlemci sadece Pro serisinde değil, iPad Air tarafından kullanılmaya başlamasıyla kafalar daha çok karıştı. Sonuçta 3'üncü nesil iPad Air performansı da dizüstü bilgisayarları kıskandıracak seviyeye geldi.
iPad Air yeni işlemciyle çok yönlü bir aygıt olma özelliğini artırdı. Eğlence ve performans gerektiren uygulamaları aynı anda çalıştırmak mümkün. Türk Telekom mağazasından alırken SIM kartla birlikte kullanarak istediğiniz her yerden bağlanarak yeni iPad Air'ı kullanmak mümkün.



KALEM KULLANMAK AYRICALIK
Pad Air, Evrensel Denetim özelliğine sahip iPadOS 15.4'ü kullanıyor. Apple'ın bu güçlü Süreklilik özelliği birden fazla Mac ve iPad'de kesintisiz çalışma imkanı sağlıyor.
Evrensel Denetim özelliğini etkinleştirmek için Mac'inizin Sistem Tercihleri bölümüne gidin, Ekranlar düğmesine tıklayın, Evrensel Denetim'i seçin ve mevcut üç ayardan birini tercih edin.
Evrensel Denetim özelliği hiçbir kurulum gerektirmeden kullanıcıların tek bir mouse ve klavye ile Mac ve iPad arasında çalışarak kusursuz bir deneyim yaşamasını sağlıyor. Kullanıcılar içerikleri aygıtlar arasında sürükleyip bırakabiliyor. Bu da Apple Pencil ile iPad'de bir çizim yapıp bunu Mac'te Keynote'taki bir slayda eklemek için harika bir özellik.

FARKI DENEYİM
Apple iPad serisini diğerlerinden farklı kılan en önemli şey deneyimde yatıyor. Uygulamalar, cihazın dokunmatik ekran deneyimi, ses ve ekran farklılığı diğerlerinden ayırıyor. Ses düzeyini sağdaki veya üstteki düğmeyle artırabiliyor, soldaki veya aşağıdaki düğmeyle azaltabiliyorsunuz. Bu özellik, Sesler bölümündeki yeni bir ayarla tüm iPad modellerinde kullanılabiliyor. Sabit Konum Ses Düzeyi Denetimi'ni kapatırsanız iPad'inizi döndürdüğünüzde ses düzeyi denetimleri de ona göre ayarlanır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA