Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Süreci okumak

Cumhurbaşkanı Gül'ün ifadesiyle, Kürt sorununun çözümünde yakalanan "Tarihi fırsat" dün Başbakan Erdoğan-DTP Genel Başkanı Türk görüşmesiyle "Tarihi süreç"e dönüştü. En azından sürecin ilk adımı atıldı.
Gül, "Tarihi fırsat" değerlendirmesiyle, Kürt sorununun çözümü için devletin tüm kurumlarında görüşbirliği çizgisine gelmesini ve kamuoyunun desteğinin sağlanmasını kastediyordu.
"Tarihi süreç" ise çözümün zemininde ve mekanında belli bir mutabakatı ifade ediyor.
Buna göre; çözümün zemini "Daha çok demokrasi", mekanı ise Meclis olacak.
Erdoğan-Türk görüşmesine Başbakan Başdanışmanı Doç. Dr. Yalçın Akdoğan'ın da katılmasını çok önemsiyoruz. Çünkü Akdoğan, en az 5 yıldır bu konuda kafa yoruyor ve Kürt sorununun da Kıbrıs sorunu gibi ele alınmasını, yani "Çözümsüzlük çözümdür" anlayışından "Çözümsüzlük çözüm değildir" politikalarına geçilmesini öneriyor.
Ve bu konudaki hemen her yazısında üç uyarıda bulunuyor:
Açılımı veya çözümü "Paket" değil, "Süreç" olarak görmek gerekir.
Öcalan çözüme katkıda bulunabilir ama muhatap olamaz.
"Tahrik edici" ve "Radikal" öneriler, süreci yoldan çıkarabilir.

Makulde buluşmak
Özetle, DTP'yi "Gerçekçi" ve "Makul" olmaya çağırıyor Akdoğan ve kabulü kesinlikle mümkün olmayacak taleplere ya da beklentilere bazı örnekler de veriyor: Etnik kimliğin Anayasa'ya girmesi, Öcalan'ın serbest bırakılması, her türlü özerklik talebi, merkezi yönetimin bazı yetkilerinin yerel yönetimlere devredilmesi...
Akdoğan'ın çizdiği tablo, "Neler yapılabileceği" veya "Hangi taleplerin yerine getirilebileceği" konusunda da ipuçları veriyor. Birkaçını sıralayalım: PKK'nın silahsızlandırılması karşılığı örgüt üyelerine "Eve dönüş" hakkı tanınması, yani affedilmeleri ve rehabilitasyon önlemleriyle sivil hayata geçişlerinin sağlanması. Kürtçe'nin özel imkanlarla öğretilmesi/öğrenilmesi yolunun açılması, Kürtçe isim yasağının ortadan kaldırılması, coğrafi isimlerde eskiye dönülmesi, Kürtçe yayın özgürlüğü...
Elbette bunlara ek olarak, örneğin Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle barajın düşürülmesi, böylece DTP gibi partilerin muvazaaya başvurmalarına gerek kalmadan Meclis'e girmelerinin sağlanması gibi önemli adımlar da atılabilir, atılmalı.
Evet, ne çözümsüzlük çözüm, ne de dayatmacılık çözüm. Doğrusu, "Makulde buluşmak." O da, Akdoğan'ın 5 yıl önceki bir yazısında dediği gibi, "Sorunları belli bir kesim değil, tüm toplumun derdi olarak görmek"le sağlanabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA