Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

"Takas" ve sonrası

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün medya temsilcilerine İran'la imzalanan "Nükleer takas anlaşması"yla ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi.
İki saatten fazla süren toplantıda hem "On" (Yazılabilir), hem de "Off" (Yazılamaz) bilgiler veren ve bu anlaşmada Başbakan Erdoğan'ın siyasi iradesinin ve kararlılığının "Kilit önemde" olduğunu sık sık vurgulayan Davutoğlu'nun açıklamalarının özü şöyle:
10 maddelik anlaşma ya da ortak deklarasyon, Batı'nın, yani İran'la müzakereleri yürüten "5+1 Grubu"nun (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) tüm beklentilerini ya da koşullarını karşılıyor.
"5+1 Grubu" ne istiyordu? 1- İran 1.200 kilo yüzde 3.5 oranında zenginleştirilmiş uranyumu teslim etsin. 2- Teslimat bir defada olsun. 3- Bu uranyum emanet tutulacak ülkede 10 ay kalsın, bu arada İran'a verilecek 120 kilo yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumun üretimi tamamlansın.

Üç şart da tamam
Davutoğlu, "İran bu 3 koşulu da kabul etti. Üstelik bekleme süresi 10'dan 12 aya çıkarıldı" dedi ve ekledi: "ABD ile rehinelerin teslimi uzlaşması bir yana bırakılırsa, bu İran'ın 30 yıldır Batı ile yaptığı ilk anlaşma oldu. Bu da iki taraf için de psikolojik eşiğin aşılması anlamına geliyor."
Davutoğlu daha sonra, anlaşmanın ardından Tahran'da yaptığı değerlendirmeyi bir kez daha tekrarladı: "Artık İran'a yeni yaptırımlar uygulamak için hiçbir gerekçe kalmadı."
Gerçi "5+1 Grubu"nun ABD, Fransa, İngiltere gibi üyeleri "Anlaşmanın Batı'nın tüm beklentilerini karşılamadığını" iddia ediyorlar ama basın Davutoğlu'nun tespitini paylaşıyor. Örneğin, "Washington Post", "Los Angeles Times", "The Guardian" gibi etkili gazeteler, bu gelişmenin "BM Güvenlik Konseyi'nden yeni yaptırım kararları çıkarılmasını zorlaştıracağı" görüşündeler.

Psikolojik "Şok"
İlginç ve bir o kadar önemli bir değerlendirmeyi de ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin eski Başkanı Leslie Gelb yaptı: "ABD yönetimi yetkilileri tabii ki bu anlaşmadan büyük heyecan duymuyorlar. Türkiye ve Brezilya'nın Tahran'la diplomatik çabalarının başarısız olacağını ve İran'ı durdurmayacağını, durduramayacağını düşündüler..."
Davutoğlu da aynen öyle düşünüyor: "Batılılar'ın beklentisi İran'ın hayır demesi yönündeydi, tüm hesaplarını ona göre yapmışlardı. O nedenle İran'ın anlaşmaya imza koyması tam bir psikolojik şok etkisi yaptı. Kolay değil; sizinle ilgili beklentilerin dışında bir tavır ortaya koyuyorsunuz."
Bu "Şok"un etkisi geçince Batılılar anlaşmayı daha olumlu ve yapıcı bir yaklaşımla değerlendirirler mi; önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama şurası kesin:
BM Güvenlik Konseyi'nde yeni yaptırım kararları almak artık hiç de kolay olmayacak: Konsey'in geçici üyelerinden Türkiye ve Brezilya mimarı oldukları anlaşmayı sonuna kadar savunacaklar, dolayısıyla yaptırımlara da sonuna kadar direnecekler. Onlara Nijerya, Lübnan, Uganda, Gabon gibi Güvenlik Konseyi'nin diğer geçici üyelerinin de destek vereceklerini söyleyebiliriz.
Dahası Konsey'in "Veto" yetkisine sahip daimi üyelerinden Rusya ve Çin'in de yeni yaptırımlara karşı çıkacaklarını söylemek, hiç de abartılı bir tahmin olmaz. Zaten Pekin'den anlaşmayla ilgili olumlu sinyaller gelmeye başladı. Rusya da "Güvenlik Konseyi'nde onaylanmadıkça İran'a karşı yeni yaptırımlara destek vermeyeceğini açıkladı. (Not: Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un birkaç gün önce açıkladığı "Rusya'nın dış politikada yeni öncelikleri" raporundan.) Bu açıklama, Moskova'nın Güvenlik Konseyi'nde ret oyu kullanabileceği mesajını içeriyor. Rusya'nın "Hayır" demesi, "Veto" hakkını kullanması demek. Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinden birinin "Veto" etmesi demek ise o karar tasarısının suya düşmesi demek.
İran anlaşmasının bir anlamı daha var:
Türkiye diplomaside, uluslararası ilişkilerde, küresel sorunlara çözüm arayışlarında mutlaka kapısı çalınması gereken bir adres, mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir güç haline geldi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA