Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Cesur Ses'e veda

Aşağıda üç paragrafını aktaracağım yazı 1995 Nisan'ında Fransa'nın ünlü ve köklü tarih dergisi "L'Histoire"da yayınlandı. Yazı Ermeni tehcirinin 80'inci yıldönümü dolayısıyla kaleme alınmıştı. Buyurun:
"Türkiye dahil hiçbir ülkede hiç kimse katliam gerçeğini ve kapsamını inkâr etmiyor. Tartışma üç noktadan çıkıyor.
Bir: Marsilya'daki Ermeni anıtında 1.5 milyon kurbandan söz ediliyor. Bu rakam Ermeni tezlerine yakın veya uzak olsun tüm tarihçiler tarafından adeta bir ritüel gibi tekrarlanıp duruyor. Oysa o dönemde Anadolu'da yaşayan Ermeniler'in sayısı 1.5 milyonu geçmiyordu. Sağ kurtulanları göz önüne aldığımızda, 1915'te Anadolu'da hayatını yitirmiş Ermeniler'in sayısının 600 bin civarında olduğunu kabul edebiliriz.
İki: Gerek savaş, gerekse etnik ve milli çekişme yüzünden Ermeni çetelerin saldırıları sonucu Müslümanlar'dan da çok kişi öldü. O Müslümanlar, unutulmuş kurbanlar ve günümüz Türkleri bu nedenle Batı kamuoyunun tarafgirliğini eleştirmekte haklılar. O kurbanlar Müslüman oldukları için mi ihmal ediliyor yoksa nihai zaferi Türkler'in kazanmış olması mı onları kurban statüsünden yoksun bırakıyor? Gelişmeler tersine dönseydi, Osmanlı'nın yıkıntıları üzerinde bir Ermeni devleti kurulsaydı, olaylara hangi açıdan bakacaktık acaba?
Üç: Hukuki ve siyasi boyutlarının önemi nedeniyle en can alıcı nokta üçüncüsü: Ermeniler'in katli Jöntürk Hükümeti'nin emriyle mi oldu, tehcir hükümet tarafından kararlaştırılan, planlanan, yönetilen sistemli imhanın kılıfı mıydı? Yoksa Jöntürkler'in suçu sadece tehciri iyi hazırlamamak mıydı? Bu soruların yanıtları hayati önem taşıyor. Zira Ermeni trajedisini 1944'te tanımlanan, Nüremberg duruşmalarında somutlaşan ve 1948'de BM Sözleşmesi'yle evrenselleşen soykırım diye nitelemek için, işe mutlaka devletin karışmış olması gerekir. Oysa bugüne kadar Osmanlı Devleti'nin işe karıştığına ilişkin somut kanıt bulunamadı."

***
Kıyamet koptu tabii. Makalenin yazarı "Soykırım inkarcılığı" ile suçlandı. Gerek Fransa'daki Ermeniler, gerekse Fransa'da hayli bol olan Ermeni hayranları ya da Türk karşıtları tarafından.
Ama ülkenin saygın tarihçileri onu linç ettirmediler. Başta Robert Mantran, Louis Bazin, Maxime Rodinson, Michel Cahen, Pierre Chuvin, Alain-Gerard Slama ve Pierre Vidal- Naquet olmak üzere çok sayıda tarihçi, akademisyen ve şarkiyatçı yayınladıkları bildirilerle o yazara destek verdiler.
O yazar? Gilles Veinstein. Fransa'nın belki de bir numaralı Osmanlı tarihi uzmanı.

***
Daha önce bir yazıda söz ettim; benim Paris'te yüzlerini hiç görmediğim, sadece mail'lerle birbirimize selam gönderdiğimiz iki dostum var: Celine (Selin) Cotton ve eşi Bernard Cotton.
Önceki gün Bernard Cotton'dan bir mail geldi. Şöyle diyordu:
"Fransız Koleji profesörü, büyük Osmanlı tarihçisi, Ermeni iftiralarının kurbanı Gilles Veinstein, 5 Şubat'ta hayatını kaybetti. Onu çok özleyeceğiz. Allah rahmet eylesin."

***
Ve... Gilles Veinstein'in dünyaya veda etmesinin ertesi günü Bouche-du-Rhone Milletvekili Valerie Boyer, "Ermeni soykırımını inkârın suç sayılması"nı öngören yasa değişikliği önerisini bir kez daha Fransız Millet Meclisi'ne sundu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA