Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Dün, bugün, sonsuza kadar

Dile kolay tam bin yıldır yaşıyoruz bu topraklar üzerinde. Asırlar süren Osmanlı'dan sonra bir devlet kurduk. 97 yıl önce kurduğumuz şanlı devlete de Türkiye Cumhuriyeti Devleti dedik. Yaşı henüz genç sayılsa da destansı bir hikayesi var Cumhuriyet'in. 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu'nun parça parça eritildiği dönemdir kuruluş hikayesinin başlangıcı. Bin yıllık Türk yurdunun tapusu talep edildi bizden, hem de hiç utanmadan, hiç sıkılmadan...
"Aldığımız fiyata veririz ancak" dedik onlara... Aldığımız fiyat da; bin yıldır atalarımızın döktüğü kanın bedeliydi... Ama, bunu ödeyecek ne para ne de bedel yoktu, bunu bilmiyorlardı...

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Nitekim, ödeyemediler de... O, yoksul, yıkık Anadolu, bütün varını yoğunu döktü ortaya. İzmir Körfezi, son Yunan askerini de yuttuğu gün, Anadolu'nun sonsuza kadar Türkler için vatan kalacağı, tüm dünyanın saygı göstereceği bir gerçek olarak tarih tarafından tescillenecekti... Bir Kurtuluş Savaşı verdik biz... Çocuğuyla, genciyle, kadını-erkeğiyle, yaşlısıyla topyekûn millet olarak şanlı ordumuzla verdik bu mücadeleyi. Bu devlet; babadan oğula geçen imparatorluktan, tarihte hiç tecrübe etmediğimiz "halkın kendi kendini yönetmesi" esasına dayalı, yani millete dayalı, milli egemenliğe dayalı Cumhuriyet idaresine geçecekti. Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olması, Cumhuriyet'in temel kaidesiydi çünkü... Ve; bu devlet için tam bağımsızlık, olmazsa olmazdı. 29 Ekim 1923'te imkansız görünen şeyi başaran büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'tü... Onu anlamayanlar, anlamak istemeyenler oldu. Ama bugün; 97 yıl önce o büyük dâhinin aldığı kararın ve Türk milletini yönlendirdiği yeni istikametin ne kadar doğru olduğunu her gün bir kez daha anlıyor, yaşıyoruz.
At nalı çivisi ithal eden bir Türkiye'den, dünyaya hükmeden bir ekonomiye sahibiz bugün. 13 milyonluk bir nüfustan, neredeyse yarısı gençlerden oluşan 83 milyonluk bir ülkeyiz bugün. Tek bir üniversiteye sahip iken, bugün devlet ve vakıf yüzlerce üniversitesi olan bir bilim ve çekim merkezi olduk. Bir asır içinde nereden nereye geldiğimizi anlatmak için bu ve benzer cümleleri yüzlerce yazabilirim. Ama bir asır öncesiyle aynı kalan tek şey var; o da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve Türklere yönelik tuzak kurmak, ayak oyunlarıyla ülkemin huzurunu bozmak ve refahıyla oynamak isteyenler. Ne tesadüftür ki bunu isteyenler ve sahneleyenler aynı ve bunlara yenileri ekleniyor. Ege'de, Akdeniz'de türlü ayak oyunları ile bize diz çöktürmek isteyenleri söylüyorum! Ama şunu bilmiyorlar ki bizler; Malazgirt Komutanı Alparslan'ın, İstanbul kapılarını açan Fatih'in, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün torunlarıyız. Dün ne isek, bugün de oyuz, yarın da aynı kalacağız. Ne zaman ki kudrete ihtiyaç hissedeceğiz, bunun sadece damarlarımızdan akan kanda olduğunu hatırlayacağız. Milletin egemen olduğu Cumhuriyet'in kıymetini dün de bugün de nasıl bildiysek yarın da bilmeye devam edeceğiz...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA