Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Takiye değil de ne?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Hem nalına hem mıhına derler ya o misal; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önce 15 Temmuz darbe kalkışması kapsamında hapis yatan ve geçtiğimiz günlerde tahliye olan askeri okul öğrencisi Taha Furkan Çetinkaya'yı Meclis'teki odasında kabul etti. Hemen hatırlatalım, Çetinkaya'nın annesi, "Ben FETÖ'ye ve FETÖ'cülere terörist diyemem" açıklamasını yapan bir kişiydi.
FETÖ'cü Harbiye öğrencisiyle, FETÖ'cülerin 15 Temmuz gecesi bombalar yağdırdığı TBMM çatısı altında kucaklaşması parti tabanından ve kamuoyundan çok tepki çeken Kılıçdaroğlu, bu sefer de FETÖ'cü asker ve yargı mensuplarının mağdur ettiği Balyoz- Ergenekon'dan yıllarca hapis yatan emekli Tümamiral Deniz Kutluk ile 28 Şubat mağduru Sultan Kara'yı ziyaret etti.
28 Şubat'ın üzerinden 25 yıl, Balyoz- Ergenekon'un üzerinden de 15 yıl geçtikten sonra mağdurları hatırlayıp yanlarına koşan Kılıçdaroğlu'nun bu tavrı size ne kadar samimi geldi? Tepkileri püskürtmek, denge kurmaktı amacı besbelli ama sadece denge mi? Siyaseten bu üç ziyaretin okuması tam anlamıyla şöyle: "İstikrarlı şekilde Türkiye'de kamu düzenini parçalamaya yönelik FETÖ unsurları üzerinden oy devşirmek! Türkiye'nin devlet içinde yaptığı temizlikten memnun olmayanları oy deposu olarak gören Kılıçdaroğlu, 2023 seçimleri için bu kesimi CHP haznesine katmanın peşinde."
Bu sözü destekleyen bir başka adımıyla kendi içinde son derece tutarlı Kılıçdaroğlu! Bir yandan FETÖ'cü tabana göz kırpıyor, diğer yandan da bu kişilerin peşine düşen güvenlik güçlerini, yargılayan adalet mensuplarını ve bürokraside devletin bağırsaklarının temizlenmesine yardımcı olan memurları tehdit ediyor. Meşru hükümete yönelik atanmış memurları başkaldırmaya zorlayan ve kendi iktidarları döneminde bu memurları yargılayıp hesap soracaklarını açıkça ifade eden Kılıçdaroğlu, hukuk dışı düzen arayışını da ifşa etti yakın zamanda.
Ama bütün bunları yaparken kendi tabanının duyarlı kesiminden de tepkiler alıyor. İşte böyle zamanlarda en başta söylediğim "hem nalına hem mıhına" davranıp aslında apaçık takiye yaparak adımlar atıyor. Ama ne kadar inandırıcı oluyor sormak isterim?
Siz 17-25 Aralık'ın, 15 Temmuz'un millet adına hesabını sormak yerine, buradan beslenen ve doğrudan müsebbibi olan tabanın sesi, soluğu, can simidi olmaya, devlete-millete karşı eylem ve iş yapıp terörize edenlerden oy devşirmeye kalkarsanız, sizin yaptığınıza siyaset mi diyeceğiz yoksa başka bir şey mi? Devleti parçalamaya, milletle devletin bağını zayıflatmaya çalışanlara hizmet etmenin adına ne derseniz işte bu yaptığınızın adı da budur!

***


YENİ ŞİDDET YASASI YOLDA...
Doktor Ekrem Karakaya 47 yaşında, mesleğinin en verimli çağında canice bir saldırıyla öldürüldü. Tanıyanların arkasından gerek mesleki, gerek insani, gerekse aile babası yönüyle güzelliklerle andığı bir kişi, bir cani tarafından genç yaşında bu hayattan, sevdiklerinden ve daha kurtaracağı, şifa vereceği yüzlerce, binlerce hastasından koparıldı.
Avukat Servet Bakırtaş ve müvekkili Öznur Tufan da bir cani tarafından katledildi. Meslekleri gereği bir insanın hayatını kurtarmak ya da adalet için aracı olmak olan Ekrem Karakaya ve Servet Bakırtaş'ı bu hayattan koparan canilere en ağır cezaların verilmesi ve caydırıcı olması adına yasal düzenlemelerin yapılması için bizzat Başkan Erdoğan'ın talimatıyla düğmeye basıldı. Doktora, avukata ya da hangi meslek grubundan olursa olsun bir insanın canına kastedecek kişilerin en ağır cezaya çarptırılması, hapislerde çürümesi için yasal düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır.
Not: Müslüman âleminin ve Türk milletinin Kurban Bayramı mübarek olsun. Aileniz ve sevdiklerinizle huzurlu ve mutlu bayramlar dilerim.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA