Önümüzdeki günlerde çıkacak haberleri önceden vereyim. Ersun Yanal'ın gelişiyle birlikte F.Bahçe oyuncularının antrenmanlardan şikayetleri başlayacak. "Böyle antrenman görmedik" demeçlerine hazırlıklı olun. Çünkü Ersun Yanal'ın, çalıştırdığı takımlardaki futbolcularıyla en büyük problemleri antrenmanlar yüzünden çıktı. Ağır çalıştırır, oyuncunun terini son zerresine kadar kullanır ve fizik olarak onu mükemmel hazırlar. Bu tempoya uyamayan veya uymayanlar ile de arası bozulur.
"Her şey gol için" başlıkları atılacak. Çünkü Yanal ofansif ve pozitif oyundan yanadır. Hep bunu ister ve öne doğru oynayan takım için taktiğini-takımını kurgular. "Kısa mesafede oynamak" yorumunu getirdi Türkiye'ye... Yüksek nabızlı oyunların peşine düşüp, hızlı ve tempolu olmalarını istedi oyuncularından. F.Bahçe taraftarının da bu futbolu özlediğinin farkında.
Taviz vermeyecektir. "Önce disiplin" de favorilerim arasında.
Oyuncuya değil, takıma inanır. Bu yüzden herkesin sorumluluk almasını ister ve kimsenin kaçmasına da izin vermez. Bu açıdan şanslı. Aykut Kocaman ile üç sezon çalışan oyuncu grubu, bu davranış biçimine çok alışkın. Ersun Hoca, fabrika ayarları ile oynamazsa sorun yaşamaz. Geçen sene "kaçak" yapanlar da, eğer düzelmezlerse, çok farklı bir tavır bulmazlar.
Yine kurusıkı
Aziz Yıldırım, Tahkim Kurulu sonrası olağanüstü kongre yapacağını açıkladıktan sonra, bu toplantıya kadar birleşmeleri gerektiğini de söyledi. Haklıydı. Tarihinin en zor günlerini geçiriyor kulüp. Ağır bir ceza ile karşı karşıya. Başkan ve yöneticilerin ömür boyu hak mahrumiyeti almaları söz konusu. Böyle bir lekeyi önlemek adına kulüp dinamikleri harekete geçmeliydi. Ama buna öncü olacak tek hareket yapmadı başkan. 1907 F.Bahçe Derneği ortalarda yok. Ali Koç yapılacak savunma ile ilgili açıklama bile yapmadı. İki yıl önce Ali Şen bugünü tespit etmişti; "Şimdiden çalışalım" dedi. Yüz vermediler.
Hulusi Belgü, oyuncular satılırken kürsüye çıktı, "Takımı koruyun, bize görev verin, üstümüze düşeni yapalım" dedi. Tanımamazlıktan geldiler.
Mehmet Ali Aydınlar, "Ben oldukça kimse F.Bahçe'yi küme düşüremez" diye mücadele etti, UEFA ile anlaştı, puan silerek dosyayı kapatacakken, adamı hain ilan edip, Dünya şampiyonu yaptığı voleybol takımından ayırdılar.
Aziz Yıldırım, kulübü yönetirken seçtiği yalnızlığı, kulübü kurtarmak için harekete geçerken de bırakmıyor. Kendisiyle, F.Bahçe'yi birbirinden ayırmıyor.
Kısa cevaplar...
Cardozo alınmalı mı?
Şu anki kadro F.Bahçe'yi şampiyonluğa rahat oynatır. Şampiyonlar Ligi yoksa, 30 yaşındaki santrafora bu kadar para vermek mantıklı değil. Kimler gider?
Yobo ve Krasic ilk iki sırada. Ama yabancı sayısındaki herhangi bir değişiklik, bu hamleyi erteleyebilir.
Yine tek santraforla mı oynanır?
Geçen seneki saha analizinde F.Bahçe'nin düzeni 2-5-3 olarak görünüyor. Ersun hoca sadece risk aldığında bunu değiştirir. Görev anlayışı ve düzen ile fazla oynamaz, bunu mükemmelleştirmeye çalışır.
Aziz Yıldırım devam eder mi?
UEFA hak mahrumiyeti cezası verirse, teknik olarak mümkün görünmüyor. Ama kendisi yeniden aday olmak istiyor. Bu kez karşısında sert rakipler ve eskisi gibi biat etmeyen bir kongre bulacak. Devam etmek isteyecek, şartları zorlayacaktır. Bence biraz geri çekilmenin zamanı geldi.
Mehmet Ali Aydınlar aday olur mu?
Bugün herkes F.Bahçe'yi kurtarmak için neler yaptığını anlayabildi. Aydınlar'ın çok keskin ve hırslı olduğunu söyleyebilirim. Tahkim kararlarından sonra zaten kulübün kendi dinamikleri Mehmet Ali Aydınlar'ı bu koltuğa davet eder. Ben kabul edeceğinden çok emin değilim. Ama süreç sırasında yaşadıklarının hesabını tek tek soracaktır. Bir adım geri atmaz.
Sadettin Saran adaylığını açıkladı...
Doğru bir hamle. Bu ortamda "Ben varım, hazırım" mesajını vererek adayları da cesaretlendirdi. Kongre gününe kadar çok şey değişir. Saran'ın henüz affedilmediğini, kulüp üyesi olmadığını belirtelim.
