İstanbul'daki müthiş soğuk havada öncelikle evlerindeki sıcak ortamı bırakıp maça gelen taraftarları kutluyor; insan sağlığını tehdit eden havada mücadele eden Galatasaraylı ve Antalyalı futbolcuları alkışlıyorum.
TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar istifa ederek Türk futbolunu sadece kaosa sokmadı ortamı "İstediği gibi at koşturmak" için fırsat kollayanlara bıraktı. Bundan sonra yeni TFF başkanı seçilene kadar her takımın canı yanabilir. Belirsizlik ortamında gücü ve lobisi güçlü olan kendini kurtarır. G.Saray için Antalya "Kırılma" maçıydı. Gergin, stresi yüksek ve agresif bir mücadele izledik. Antalyalı futbolcular başta Deniz Barış olmak üzere gerilim çıtasını yukarıda tuttu. Her Galatasaray maçında ters düdükler çalarak G.Saraylı oyuncuları sinirlendirmeye özen gösteren hakem İlker Meral başrole soyununca Antalya daha da güç buldu. Melo'nun penaltıyı kullanmak için hazırlandığı sırada Deniz'in pres yaparcasına durmasını hatta Fatih Terim'e el-kol hareketleri ile sözlü sataşmasını hakem görmezden geldi. Antalyalı oyuncuların faullerine ve zaman çalmalarına İlker Meral resmen göz yumdu.

BAROS'UN KIRMIZISI İHANETTİ
MHK ince ayar mı yapıyor bilmiyorum ama, Eskişehir'de Cüneyt Çakır, Bursa'da Fırat Aydınus gibi Antalya maçında da İlker Meral kartlık faullere düdük çalmadı, avantaj kurallarını uygulamadı. Uyarıyorum; bu belirsizlik ortamında hakemlerin yönetimleri, atamaları ve çalınacak düdükler mercek altına alınması gerekiyor.
G.Saray maç boyu hücumu düşündü. Terim'in tek forvetli sisteminde Engin tercihi takımın teknik becerisini ve topu kullanma özelliğini ön plana çıkardı. Emrah'ın golü öncesi ve sonrasında G.Saray hücumu hep kanatlardan düşündü. Gol arayan G.Saray, kapanan Antalya idi. G.Saraylı oyuncuların final paslarındaki tercihleri ve yaya top kesme yerine ısrarla kaleci Ömer'e giden ortalar hataydı.
Lig uzun kaybedilen puanlar telafi edilir. Ancak Baros'un zorlu zeminde takımı 10 kişi bırakması ihanetti. Baros'un bu hareketi cezasız kalmamalı..