Final-four İstanbul'da yapılacak ve biz ülke olarak bu büyük finalde olamayacağız. 25 milyon dolarlık Efes ve 20 milyon dolarlık Fenerbahçe'nin yarı fiyatına kurulan Galatasaray'ın çeyrek finalin kapısından dönüşünü başarı kabul etmek gerekir. Ben öncelikle Oktay Mahmuti ve öğrencilerini gösterdikleri başarıdan dolayı kutluyorum.
Gruplar belli olduğunda otoriteler Anadolu Efes ve CSKA gruptan çıkar düşüncesindeydi. Üç galibiyetle Atina'ya gelen Galatasaray kendisine karşı üçüncü galibiyetini alan Olympiakos'a karşı averajla kaybetti. Cimbom, Abdi İpekçi'de tüm maçlarını kazandı, CSKA gibi favoriyi devirdi. Bu galibiyetlerde iyi oyun ve iyi mücadele olduğu kadar Galatasaray seyircisinin de müthiş desteği vardı. Eğer Galatasaray, Olympiakos ile Abdi İpekçi'de karşılaşsaydı Yunan takımı salondan çıkamazdı.

EFES YENSEYDİ İŞ BİTMİŞTİ
Atina'da seyirci suskundu ama Galatasaray da grup maçlarının en silik oyununu oynadı. Sporun genelinde bir söz şöyle der: "İyi bir başlangıç yarı yarıya başarı demektir." Galatasaray, 7-0'lık bir skorla geride başladığı maçta rakibine karşı hiç öne geçemedi. Sadece 26. dakikada Lakoviç'in üçlüğü ile skoru 53-54'e getirebildi. Ama burada oyunu tutamayıp 10-0 seriyle fark yiyince maçı kaybetti. Özellikle pota altında top kapma konusunda Galatasaray başarısızdı. Yunanlılar'ın yıldızı Spanoluis takımını bir maestro gibi yönetti. Kritik anlarda devreye girip skorun artmasını sağladı. Galatasaray'da Lucas'ın sakatlığı oyunu olumsuz etkilerken, Shipp beklenen üçlükleri atamadı. Bu grupta iki Türk takımı olmasına rağmen birinin bile çeyrek finale kalamamasına çok üzüldüm.
Anadolu Efes, İstanbul'daki maçta Olympiakos'u yenseydi Galatasaray buraya turist olarak gelirdi.