Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Anayasa değişecekmiş, gerekirse referanduma gidilecekmiş, siviller askeri mahkemelerde yargılanmayacakmış, HSYK kararlarına yargı yolu açılacakmış, parti kapatılması zorlaşacakmış... Medyada bu konular tartışılıyor ama sokaktaki insanların derdi bambaşka kardeşim.. Onlar, ocaktaki tencereyi tüttürme derdindeler.
Son iki gün 1500 kilometre yol yaptım.. Gördüğüm, benzin istasyonları ıssız, yol boyu lokantalar ıssız, şimdi moda, bazı duraklama noktalarında büyük mağazalar var, onlar ıssız. Ve insanların çoğu asık suratlı. Ağızlarını değil bıçak, kerpetenle bile açamazsın. İçlerinde o gün siftah yapamayanları var.
Baba bi otomobil markasının servis istasyonuna uğradım, adam iki gündür içeri tek araba girmediğini söyledi. 30 yıldır bu meslekteymiş ilk defa böyle bi olayla karşılaşıyormuş.
"Demek teknoloji o kadar ilerledi arabalar artık hiç arıza yapmıyor" dedim. Servisin sahibi: "Periyodik bakımlar var. Üç beş kuruş sarfetmeleri gerekiyor. Ona bile gelmiyorlar" dedi.
Yani özetle Abuzittincim görünen manzara keyif verici değil. Zaten ödenmeyen tüketici kredileriyle, banka kredi kartlarına bakıyorsun, bunların sayısı, bir yılda, 1 milyondan 2 küsur milyona çıkmış. Hükümet de geçen yıldan bu yana yüzde 19 fakirleştiğimizi kabul ediyor. Bu durumda "sivillerin artık askeri mahkemelerde yargılanmaması" kaç kişiyi ilgilendirir bilemiyorum.
Artık yavaş yavaş yaz günleri geliyor. Bu turizm mevsiminin başlaması demek. Kıyı şeridinde içerilere göre biraz daha canlılık göze çarpıyor ama hangi esnafa sorsam şu andaki durumu "umutsuz vak'a" gibi görüyor. Oysa rezervasyonların iyi olduğu söyleniyor.
İstanbul'a gelen turist sayısı artmış. Bu artış, önümüzdeki günlerde Ege ve Akdeniz kıyılarında da olacaktır ama hâlâ 3 euroya "oda kahvaltı" veriliyor! Bunun hem turizmciye hem de ekonomiye ne kadar katkısı olur?
Marmaris'in İçmeler ilçesine geldim. Her taraf kapalı. Otellerden, mağazalardan bahsediyorum. Hava sıcaklığı 20 derecenin üzerinde. Çok düzgün bi deniz ve etrafta yeşilin binbir türü. Gelincikler de açmaya başlamış. Tek turist yok. Zaten niye olsun. Ne yatacak yeri var ne karnını doyuracak. Oysa şu tarihlerde milyonlarca emekli turist dünyayı arşınlıyorlar.
Hadi hükümetlerin bi turizm politikası yok. Yapmaya da niyetleri yok. Peki neden İçmeler'deki, Marmaris'deki (Marmaris'in de İçmeler'den pek fazla farkı yok) otel işletmecileri bi araya gelip bi pazarlama politikası uygulayamazlar. Kendi pazarlarını kendileri yaratabilirler. Ama yapmıyorlar. Bunu bi, iki işletmeciye sordum "Biz de Parlamento'daki siyasiler gibiyizdir", dediler. Biz birbirimizi yeriz."
Başbakan 100'üncü yılında, Türkiye'nin en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğini söylüyor. Aklı başında bi turizm politikasıyla bu çok daha önce gerçekleşebilir ama ne turizmcilerde iş var ne de onları yönetenlerde. Yapılan son kazılardan çıkan eserlerle, dünya insanlık tarihinin yeniden yazılması gerektiği söylenen Urfa'nın Göbekli Tepesi'nde, tek turist otobüsü varsa sakalımı keserim. Kerhen turizm yapıyormuş gibiyiz. Buna rağmen net turizm girdimiz 14 milyar dolardan az değildir.
Hangi sektör bu parayı bırakıyor?
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.

Kardeşin Güneş.
Tecellister@gmail.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA