Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Ufak bi Datça- Antalya turu yaptım. Turizm sezonu geç de olsa başlamış. Başlamış ama Antalya ve Fethiye' nin Ölüdeniz'i hariç durgunluk sürüyor. En çok dikkatimi çeken baştan aşağı siyah çarşafa bürünmüş Arap turist hanımların buralarda da gözükmeleri. Turizm Bakanımız, İsraillilerin boşalttığı yerlerin, fazlasıyla Araplar tarafından doldurulacağını söylemişti, görünen o ki yanılmamış.
Dikkatimi çeken bi başka şey, yol boyu uğradığım hemen hemen bütün beldelerde cadde kenarlarının rengarenk çiçeklerle süslenmiş olması. Eskiden Marmaris'in İçmeler'i çiçek konusunda tartışmasız en güzel yerdi. Şimdi her yer öyle. Adeta belediyeler bölgelerini çiçeklerle bezeme yarışı içindeler. Güzel bi şey. En çok Göcek'de liman boyu uzanan bitki peyzajı hoşuma gitti.
Fethiye'nin uzatılan sahil şeridi de güzel olmuş. Buralara gözü bozmayacak şekilde küçük lokantalar dizilmiş. Fiyatlar da makul. Yıllardır süren Ölüdeniz yolu da bitirilmiş. Az bi asfaltlama sorunu var. Herhalde önümüzdeki günlerde onu da tamamlarlar.
Asfaltlama sorunu deyince Marmaris'i Muğla' ya bağlayan yol hâlâ duble olmadı. Burası turizmin en popüler noktalarından biri. Bi hafriyat çalışması gözüküyor ama inşaat bi türlü bitmiyor nedense. Bu çift yol yapımında programsızlık var. Öncelik veya gereklilik diyelim, sırasına uyulmuyor.
Mesela, acelesi yokken Afyon- Dinar arası baştan sona çift yola dönüştürülürken binlerce turisti İç Anadolu' ya taşıyan Marmaris- Muğla yolu çoğunlukla tek şerit üzerinden çalışıyor. Bu örneği verirken şunu söylemek istedim, Sandıklı- Dinar arası tek şerittir ama geniş yapılmıştır. Zaten trafiğe açıldığında "uçak pisti gibi yol" dendiydi. Şimdi orasını çift yola çevireceğine Marmaris'i bitir mesela..
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Fethiye'ye gelmişken, gazetelere konu olan "yunus balıklarına" da uğradım. Hani Fethiye'deki çevrecilerin "Balıklara eziyet ediliyor diye" protesto gösterileri düzenlediği yerler. Doğrusunu söylemek gerekirse yunus balıklarına eziyet edildiğine dair bi emare göremedim. Zaten eziyet edilen yunusa rastlasam, üzerinde darbe izi görmedikçe, anlamam da.
Pek tabii ki bu açık deniz balıklarının, gösteri yapmak için 20 metreden biraz uzun havuza kapatılmaları hoş değil ama biz insanlar böyleyiz.
Köpekleri de evlerimize veya küçücük bahçelerimize kapatıp sonra boyunlarına zincir takarak, çeke çeke sokaklarda dolaştırmıyor muyuz? Onlar da hür olup diledikleri gibi koşup havlamak istemezler mi? Ya sirklerde daracık kafeslere kapatılan aslanlar, kaplanlar, maymunlar, tavşanlar, kuşlar...
Büyük akvaryum gösteri merkezlerinde de durum aynı. Yunustan, mürekkep balığına hemen hemen dünyadaki bütün balık çeşitlerinin sergilendiği Cenova'daki dev akvaryumda da gördüklerim farklı değildi. Fethiye'dekiler de şanssız yunuslar. Ama kimbilir, belki açık denizde olsalardı, insanoğlunun hazırladığı bi felaketle karşı karşıya kalabilirlerdi. Şimdi Fethiye'de, insanlarla oynaşıyorlar, hayatları da, magandanın biri çıkıp vurmazsa, garantide. Bunlar daha önce Kaş'taydılar. Orada, bildiğim kadarıyla, itiraz eden çıkmadıydı. Demek Fethiye'nin çevrecileri daha ateşli insanlar. Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Tecellister@gmail.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA