Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Kirli günlerde pırıl pırıl gece..

Zaman zaman insanı umutsuzluğa sevk edecek kadar kirli günlerde, pırıl pırıl bir gece yaşadım, Bodrum'da..
D-Marin Turgut Reis 7. Uluslararası Klasik Müzik Festivali'nin kapanış gecesi..
Binlerce, evet binlerce insan toplanmış.. Yüzlercesi ayakta.. Öylesi bir kalabalık..
Borusan Filarmoni, Gürer Aykal yönetiminde orda..
Birinci bölümde iki trompet konçerto var. İlki Fazıl Say imzalı.. Trompeti Gabor Boldoczki üflüyor.. İkincisi Şostakoviç'in piyano, trompet ve yaylı çalgılar konçertosu.. Piyanoda Fazıl Say var..
Fazıl önce besteci, sonra icracı olarak esti, Turgut Reis sahillerinde.. Tsunami gibi.. Yer yerinden oynadı.. Nasıl bir coşkuydu görmeniz, orda olmanız gerekirdi..
Sadece Bodrum değil, Türkiye'nin dört bir yanı taşınmıştı oraya sanki.. Kimleri kimleri gördüm, 20 yıldır izini kaybettiğim dostlar dahil..
İkinci bölüm, Fazıl Say'ın İstanbul Senfonisiydi. Gürer Aykal müthiş bir hoşluk yaptı..
Bu tür yaz festivallerinde her şefin yapması gereken bir şey bu.. Çalınan eseri açıklamak.. Gürer Şef, yıllar önce Arikanda antik tiyatrosunda gözleme yapmağa gelen dağ köylülerine, Vivaldi'nin Mevsimleri'nin öyküsünü anlatmış, şalvarlı köy kadınları sonuna dek bağdaş kurup dinlemişlerdi bilirim..
Bu defa Gürer Hoca, Fazıl'ı davet etti sahneye..
"Bu senfonin yedi bölüm, anlat bakalım" dedi.. Fazıl anlattı.
Birinci bölüm içinde mehter motifleri de olan İstanbul'un Fethi'ydi. Tarikat adını taşıyan ikinci bölümde "La ilahe illallah" diye zikredenleri duymak mümkündü.
Üçüncü bölüm bir mimari şaheseri İslam mabedi Sultan Ahmet'i ney eşliğinde anlatıyordu.
Dördüncü bölüm, AdaVapuru'ydu. Nefesli sazlar vapurdaki neşeli kızlar, kanun da, kızların dikkatini çeken yakışıklı delikanlı..
Beşinci bölüm Haydarpaşa'dan hareket eden bir tren ve bu trendeki Nazım'ın Memleketimden İnsan Manzaraları'nda anlattığı insanlar.. Her solo saz bu insanlardan biriydi.
Altıncı bölüm Sulukule esanslı bir alem gecesiydi. Kanun taksimiyle başlıyor, köçekçeyle bitiyordu. Kanun bu arada, "Dök Zülfünü Meydana Gel"den nağmeler çalıyordu..
Ve final, İstanbul'un bugünkü beton ve trafik kaosunu canlandırıyordu.
Seyirci, anlayarak bilerek dinleyince, senfoninin tadını daha da aldı.
Borusan'a eşlik eden alaturka sazlar, Burcu Karadağ (Ney), Hakan Güngör (Kanun) ve Aykut Köseler (Ritm) harikaydılar..
Fazıl Say "Bu eserimi dünyanın en büyük orkestraları çaldılar. Ama bu gece Borusan muhteşemdi" dedi.. "Bu, dünyanın yaş ortalaması en düşük klasik müzik orkestrası.. Bu yaştakilere Avrupa'da, 'Gençlik orkestrası' denir. Bizim gençler, olağanüstü" diye alkışladı.
Haklıydı..
Bu Fazıllara, bu gençlere sahip oldukça, umutsuzluğa kapılma hakkımız yok!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA