Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Üçüncü Köprü'nün adını koyarken..

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "Bizde tornistan olmaz.. Üçüncü Köprü'nün adını değiştirmeyi düşünmüyoruz" diyor..
İfadenin "Demokratik" yanını bir tarafa koyuyorum ki, demokrasilerde geri adım atmanın "Erdem" olduğu yerler de vardır. Ve bu erdem öyle politik olabilir ki, sempati ve oy da kazandırır.
Tornistan bir gemicilik deyimi olduğu için, ben örneği denizcilikten vereceğim..
Titanic'in gözcüleri Buz Dağı'nı zamanında görebilselerdi ve kaptan "Tam yol tornistan" komutunu daha önce verebilseydi, Titanic batmazdı. Tornistandan sonra, çıktığı liman Southhampton'a da dönmez, tam tersine, hedefine, New York'a varırdı. Gözetleme direğindeki gözcü Buz Dağı'nı fark ettiğinde çok geç olmuştu. Geç kalan tornistan, çatışmayı önleyemedi. Gözcü neden daha erken göremedi. Çünkü, hep bilinir.. Buz Dağı'nın görünen kısmı çok küçüktür. Asıl dağ, denizin altındadır.
Ulaştırma Bakanı olmanın ötesinde AKP siyasetinin önemli noktalarından birinde bulunan Binali Yıldırım'ın bu örneği iyi düşünmesi gerek.
Gezi Parkı olayları, birden gündemi değiştirince, Üçüncü Köprü'nün "Emri vaki" adı Yavuz Sultan Selim adıyla ilgili tartışmalar bıçak gibi durdu.
Benim Yavuz Selim adına itirazım var.. Hayır, Yavuz düşmanı falan değilim. Tersine, daha ilkokul birinci sınıftayken okuduğum Yavuz Sultan Selim Ağlıyor (Feridun Fazıl Tülbentçi) romanı sayesinde hayran olduğum bir padişahtı. Lise çağına gelince, şiirlerini okumaya başladım. Yarım asırdır ezber bildiğim, çoğunuzun da bildiğini sandığım o dünya romantiği dizeler de onundu..
"Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek."
(Aslanlar, kahredici pençemde titrerken, felek beni bir ceylan gözlüye yenik düşürdü.)
Şimdi tarihçiler de, siyasetçiler de Yavuz kimliğini tartışıyorlar.. Tartışmaya gerek yok.. Yüzlerce yıldır Anadolu'da yaşayan kardeşlerimiz, Aleviler rahatsız oluyorsa, ki olduklarını her yolla açıkladılar, hem de Kürtlerle örnek bir çözüm sürecine girmiş iktidarın döneminde, inadın âlemi yok.. Niye milyonlarca vatandaşı mutsuz edeceksin ki.. İsim kıtlığı mı var ülkemizde..
Benim yaklaşımım tamamen başka bir yönde..
Bu ülkede isim koyma işini pek becerdiğimiz söylenemez..
İki yanılgıya düşüyoruz.
Birincisi, halka rağmen, isim koymanın anlamı yok. Sen ne dersen de, halk bildiğini söylüyor..
İstanbul'da bir taksiye, ya da bir yakınınızın kullandığı hususiye binin fark etmez..
"Karşıya" dediğinizde sürücü size soracaktır.
"Hangi köprüden?. Birinci mi, ikinci mi?."
Yüz defa deneyin.. "Boğaziçi mi, Fatih Sultan Mehmet mi" diyen bir kişiye rastlarsanız, bana yazın, bende adını köşeme yazayım..
Bakın bu kentte ilk köprüler Haliç'e yapıldı. İlkinin adı Galata Köprüsüydü. Çünkü İstanbul'u (İstanbul surların içidir, aslında) Galata'ya bağlıyordu.
İkincinin adını zamanın yöneticileri "Atatürk Köprüsü" koydular.. Duyan var mı?. Herkes Unkapanı köprüsü dedi. Hâlâ da öyle der. Bu köprünün adının Atatürk olduğunu bilmeyen varsa şaşmayın.
Yeşilköy Hava Limanıydı. Modern bir terminal binası yapınca, adını değiştirdik. Onu da Atatürk yaptık..
Halkın yarıdan fazlası hâlâ "Yeşilköy" der..
40 yıldır, Yeşilköy dediği yerin yeni adına alışamadığı için..
Yani emirle isim konmaz, emirle hiç isim değişmez..
İkincisi niye ille de "Kahraman" adı koymaya meraklı, hatta mecburuz?.
Bu ülkenin sanatçıları yok mu?. Sporcuları yok mu?. Başka efsaneleri yok mu?.
İktidarın sanatla arasının hiç olmadığı söylentileri, birbiri ardına yayılırken, üçüncü köprüye bir Cumhuriyet sanatçısının adı verilse, tepkiler nasıl olurdu, bir düşünün..
"Yahya Kemal Köprüsü.."
Ya da "Münir Nurettin Köprüsü."
İkisini de her kuşaktan, herkes tanır, herkes sever.. Leyla Gencer, Adnan Saygun geniş kitlelere uzak düşer oysa..
İlle "Osmanlı" diyorsan, al sana, Osmanlı Ordusu savaşa giderken yol boyu köprüler yapan mimar..
"Mimar Sinan Köprüsü.."
Bu, Avrupa ile Asya'yı birleştiren köprülerden biri.. Üstelik asıl işi de transit trafik.. Yani uluslararası bir ticaret yolunun bağlantısı.. Yani bu köprüden Türkler kadar yabancılar da geçecek.. O zaman tüm ulusların bildiği bir sanatçımızın adı, neden olmasın?
"Nazım Hikmet Köprüsü.."
Şimdi anket yapın bakalım, yurtta ve dünyada..
"Nazım Hikmet mi, Yavuz Selim mi" diye?.
Hangisinin kazanacağını biliyorsunuz değil mi, Binali Bey!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA