Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Herkese, her keyfe bir başka Bodrum!..

Harika iki gün geçirdim Bodrum'da.. Harika!..
Gümüşlük Uluslararası Klasik Müzik Festival'nin açılış konseri için gitmiştim. Rüya gibi bir konserdi.
Bu ülkede ilk defa bir ilçe belediyesi tarafından kurulan Karşıyaka Oda Orkestrası çalıyordu, Rengim Gökmen yönetiminde..
"Siyaset, başkalarını kötülemek değil, kendi yeteneğimizi anlatabilmek ve halkı buna inandırabilmektir" diyordu Hüseyin Mutlu Akpınar. O gece açılış için kalkmış İzmir'den gelmişti, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum'un içinden gelmezken. Akpınar'ı yürekten kutladım.
Orkestra, dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay'a eşlik edecekti o gece.. İlk bölümde, Şostakoviç'in Piyano ve Trompet Konçertosunu seslendirdiler. Trompette Cem Sevgi olarak. Rengim Şefim, solist sanatçıyı niye piyanonun yanında ayakta değil de, arkada orkestranın içinde oturtup çaldırdı, anlamadığımı itiraf ederim.
Antik Tiyatro'daki yerim de Gülsin'in anne ve babasının yanı çıkmaz mı?. Ne gururlu anne babadır onlar?.
Gülsin de, Cem de harikaydılar..
İkinci yarıda Gülsin, Mozart'ın Piyano Konçertosu'nu seslendirdi. Bu defa trompetin yerini gök gürültüsü almıştı. Uzaklarda bir yerde fırtınalar esiyordu. Şimşekleri görmüyor ama gümbürtüleri duyuyorduk. Nasıl güzel bir doğal efekt oldu Mozart'a, anlatamam..
Deniz Bank adına orada olan Perihan Yücel'e bir daha sarıldım. "Gümüşlük'e, Bodrum'a, sanata ve kültüre bu desteğiniz için sizi yürekten kutlarım" diyerek..
Ertesi sabah, Havva Ana'ya gittik.. Yalıkavak Gökçebel'de Köy Kahvaltısı veriyor Havva Ana.. Eşi, oğlu ve gelini beraber. Dört yanı zeytin ağaçları, orman. Tam benlik.. Ekmeği bekliyorsunuz. Çünkü fırından çıktığı an geliyor, ille. Bıçak değmeden Havva Ana elleri ile parçalayıp dağıtıyor. Gerisi hemen hepsi, ordan, Gökçebel köyünden ve Havva Ana'nın elinden..
"Bodrum'da insanı kazıklıyorlar"mış..
Palavra.. Havva Ana'da sekiz kişi kahvaltı ettik, üç lahmacun parasına.. Bodrum'un güzelliği orda.. Herkese, her keseye, her keyfe göre bir Bodrum var.. İster Maça Kızı'na git, ister Havva Ana'ya..
Tabii o enfes köy kahvaltısından sonra öğle yemeği hikâye.. Akşam yemeği, istikamet, Palmarina ve Hünkar.. Ügümü ailesinin Bodrum şubesini üçüncü kuşak yönetiyor. Geçen yıl Uğurcan açmıştı. Bu yıl kuzen Mustafa.. O da harika bir delikanlı.. Her konukla ilgileniyor.. Divan'dan emekli Şef Ahmet Nart, harika Türk mutfağı sunmakla kalmıyor, hafiften kulağımıza çalan müzikleri de o seçmiş.. Girdiğimizde Cihat Aşkın'ın kemanı ile Anadolu Türküleri çalıyordu, klası anlayın..
Nasıl lezzetli ve keyifli bir yemekti..
Bindik arabalara.. Bu defa Gümüşlük.. Bizim sevgili aile dostumuz Serdar Şensezgin, Jazz Cafe diye bir yer varmış, orda çalıyormuş..
Yani, anlatılmaz.. Yaşamak lazım..
Dünya şirini bir kumsal.. Kumların üzerine koltuklar, şezlonglar dizilmiş. Arkamız deniz, önümüzde 3 metre falan genişliğinde bir yürüme yolu.. Yolun öbür tarafı Jazz Kafe'nin çardağı.. Çardağın altında Serdar, üstünde mehtap!.
Arkada kumlara vuran dalgaların sesi, karşıda Serdar, bu sesleri doğal vokal kullanıp Portofino söylüyor.. Bizim 60 kuşağının aşk şarkısıydı, içine dalga sesleri yerleştirilmiş Portofino.. Hain Serdar tüm hayatımı, tüm aşklarımı film yapıp oynattı beynimde o gece, üç saat boyu.. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Türkçe söyledi.. En güzel filmlerin en güzel şarkılarını, müzikallerden seçmeleri, yerli, yabancı popun en romantiklerini, Anadolu'nun her yanının türkülerini, alaturkanın en unutulmazlarını söyledi..
"Son şarkım" dedi. Biz on şarkı daha söylettik. Mest olduk..
Bir başka güzellik de o yürüme yolu.. Benim en büyük manzaram insandır ya.. İnsanlar geçiyor.. Her yaştan, her cinsten, her milletten..
Yani bu Jazz Cafe, benim yeni Bodrum yerim.. Fiyatlar mı?. Bodrum'a hava atmak, hava atmak için de kazıklanmak zorunda olanlara haksızlık olur.. Ailecek 100 liraya çıkarsınız.. Öyle..
Kör değneğini beller gibi, ayni yerlere gidip ayni insanları görüp yıllardır ayni şeyleri yazmayı marifet sanan gazeteci milleti, Bodrum'u keşfe çıksa..
Bir, tek bir gazeteci "Ben başka şeyler yazacağım" dese, tatil biter Bodrum'un keşfi bitmez.. Öylesi bir dünya Bodrum..
Bir başka dünya..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA