Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Havanda su döven medya ve seyirci Devlet!..

Pazartesi günü gazetelerimiz, devletin koyduğu kuralları hiçe sayan insanlarımızın resimleri ve haberleriyle doluydu. Gene.. Yüzüncü defa..
Hafta sonu sokağa çıkmak serbest bırakılınca, ne sosyal mesafe kalmış, ne maske.. Onun resimleri..
Piknik yerlerinde kucak kucağa oturulmuş, akşam olunca da etraf leş gibi bırakılıp gidilmiş. Mikrop ve hastalık saçsın isterlermiş gibi.. Kovid yetmemiş, bir de üşüşecek sinek ve farelerin yayacağı hastalıklar çıkacakmış.Onun resimleri..
Yasak kalkınca, trafik de eski haline dönmüş. Drift yapanlar, yarışanlar, asker uğurlamasıyla caddeleri ve meskun mahalleri allak bullak edenler.. Ve tabii bu arada kaza yapanlar.. Onun resimleri..
Baş yazarımız Mehmet Barlas dün köşesinde "Salgın yasaklarının azalmasının bedeli trafik kazalarının artması mı olmalıdır" diye soruyordu.
Şüphen mi var, Mehmet!.
Bu millet trafik kurallarına ne zaman uydu ki, bugün uysun?.
Cep telefonu kullanmak yasak..
Güya.. Herkesin elinde telefon. Adam iki elini kullanıp mesaj yazıyor direksiyondayken..
Peki arabayı nasıl yönlendiriyor?.
Dizleriyle.. O zaman kaza olmaz mı?.
"Kaza başkasına olur, bana olmaz!." Bizde inanç bu.. Bu yüzden her yıl Kovid-19'dan fazla tabutu, kaza yerlerinden kaldırıyoruz.
Neden Mehmet Barlas?.
Neden Ertuğrul Özkök?
Neden bu ülkenin tüm gazete genel yayın müdürleri ve köşe yazarları!.
Neden böyle oluyor?.
Söyleyeyim mi?.
Piknik yerlerinin leş gibi bırakılıp, sinekler ve farelere mikrop yüklediğini on yıllardan beri yazmaktan, sadece yazmaktan bıkmadınız da ondan!.
Birinci sayfa doluyor, köşelere konu çıkıyor diye, için için mutlu oluyor, genel yayın müdürleri de ondan..
"Bu torba İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun lafları ile dolmaz" demiyor hiç kimse?. Niye?.
Bu kural tanımazlığı bıçak gibi kesip atacak formülü hepiniz biliyorsunuz.
Amerika'yı yeniden keşfe gerek yok.
Kolomb yapmış o işi.. Peşine takılacaksınız sadece..
Bu gazetede kaç kez yazdım..
Nevada Çölü'nde gidiyoruz, üzeri açık bir araba ile..
Son insanı iki saat evvel görmüşüz.
Etrafta sadece kumlar ve üzerlerinde yer yer çıkmış o devasa, adama benzeyen, ama iki üç adam boyu kaktüsler var. Ben de sigaramı tellendiriyorum. Bitti.
İzmariti tutan elimi, yana doğru uzatırken, kayınvalde direksiyondan, Holly arka koltuktan üzerime saldırdı..
"Sakın ha" diye..
Saatler boyu çöldeyiz.
Tek insan yok. Sadece kum ve kaktüs.. Ama Holly ile anasının korkusuna bakın..
O devasa kaktüsün arkasında bir motosikletli polis saklanıyor olabilirmiş..
Yahu mümkün mü?.
Değil ama ya varsa..
Varsa, ceza 800 dolar..
800 dolar ne mi o zaman?. Holly ile benim ortaklaşa cebimize koyup Amerika'ya evlenmeye gittiğimiz para..
Kayınvaldenin emekli maaşı da 150 (Yüz elli) dolar.
Yaa, Sayın Soylu!. Yaa, Sevgili Mehmet!.
Mesele eğitim falan değil.. Mesela cezanın "Evlat acısı" olması.. O zaman binde bir ihtimali bile hesaba katıyor insan beyni..
Kaktüs dedim de.. O kaktüslerden, çölde hiçbir işe yaramadan duran (!) kaktüslerden birini kesmenin cezası da "1 yıl hapis!." Nevada Valisi, "Ormanlarımdan bir dal kesenin başın keserim" diyen Fatih Sultan Mehmet mübarek..
Hadi ora Amerika.. O zaman en Doğu'dan da örneğimi bir daha vereyim.
Direksiyon başında cep telefonu kullanmanın cezası Singapur'da ne?. Onu da yazdım.
Telefona anında el konuyor.
+ 5 bin Singapur Doları (25 bin Türk Lirası) peşin ceza.. + Bilmem kaç seneye dek hapis talebi ile mahkeme.. Üçü birden..
Hadi Singapur'da direksiyondayken telefon kullanmaya cesaret et de görelim, boyunu..
Peki bu gerçeği benden başka yazan var mı?. Manşete durmadan ayni haber ve görüntüleri koymaktan bıkmayan genel yayın müdürlerinden biri, ekibine "Şu işi takip edelim. Düzeltene dek peşini bırakmayalım" diyor mu?.
Süleyman Soylu Bakanım durmadan kural koyuyor. Durmadan konuşuyor ama her şey eski tas eski hamam..
Koyarken kuralı, uygulanmayacağını biliyor.
Bu cezalar, korkutucu düzeye gelmediği sürece, koyduğunuz her kural, bu ülkede devletin nasıl hiçe sayıldığı örneklerine bir yenisini daha ekler o kadar.
Çıkalım mı sizinle, Bebek Sahili'ne, ya da Galata Köprüsü'ne.. Maske ve sosyal mesafe kuralınızı en fakirinden, en zenginine her sosyal kesimden vatandaşın nasıl ihlal ettiğini birlikte görelim mi, Sayın Bakan?.
O zaman, ya kuralı kaldırın, devletin onuru kurtulsun..
Ya cezaları "Evlat acısı" düzeyine getirin ki işlevlik kazansın. Benim gibi kurala uyanlar, kural tanımazlar yanında "Enayi" kalmasın!.
Yapabilir misiniz, Sayın Soylu?.
Yazabilir misiniz, Sevgili Barlas ve Özkök?
Kampanya açabilir misin, Ahmet Hakan?.

*

Yeni (!) resimler, yeni (!) haberler ve yeni (!) yorumları, bininci defa görmeye ve okumaya hazır olun, sevgili okurlarım..
Ben, Hıncal Don Kişot'u da, elinde kalemle, Yel Değirmenlerine saldırırken bininci kez seyretmeye de..

***


Özür, kabahatten büyük!..

beIN'in Jimmy Fallon Show'u Amerika'daki yayınından 2 değil, 42 gün sonra, yani espriler iyice bayatlayınca yayınladığını ve bunu yaparken, bilgi notuna "Tekrar/ Gecikme özrü" gibisinden hiçbir şey yazmayıp, seyircisini, yani bizleri eşek yerine koyduğunu yazmıştım. Açıklama yolladılar.
Teşekkür ederim.
Şöyle diyorlar..
"Digiturk'ün sevilen içeriklerinden biri olan The Tonight Show programı, normal şartlarda, ABD'deki yayınından 48 saat sonra beIN SERIES COMEDY kanalında ekranlara gelmekteydi.
Ancak Kovid-19 salgınını önlemeye yönelik tedbirler kapsamında uygulamaya koyduğumuz çalışma düzenine bağlı olarak nisan ayında yayın akışlarında bazı zorunlu değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Bu süreçte, The Tonight Show programının tüm bölümlerini, ABD'deki yayınından 48 saat sonra beIN CONNECT platformumuz üzerinden izleyicilerimize sunmaya devam etmekle birlikte, beIN SERIES COMEDY kanalımızda nisan ayı boyunca yayınlayamadık.
Mayıs ayı itibariyle ise söz konusu programın beIN CONNECT'te olan ancak TV kanalımızda yayınlamadığımız (Eski) bölümlerini sırasıyla beIN SERIES COMEDY'de izleyicilerimizle buluşturmaya tekrar başladık.
"The Tonight Show Starring Jimmy Fallon" programının tüm güncel bölümleri ABD yayınından 48 saat sonra beIN CONNECT'te yayınlanmaktadır. Sizin gibi Digiturk yayınlarını yakından takip eden tüm değerli abonelerimiz en yeni içeriklerimize beIN CONNECT üzerinden, diledikleri zaman ulaşabilirler." Eskilerin "Özrü kabahatinden büyük" diye bir lafları var. "Şecaat arzederken sirkatin söylemek" diye de bir deyişleri.
Bu işte tam o..
Ellerinde, 48 saat sonra çevirisi yapılmış, hazır Jimmy Fallon Show var. Bunu Digiturk'ü olan herkesin izlediği, yıllardır yayınlandığı 4 numaralı Comedy kanalına koymuyorlar, sadece Digi Plus kutuları olan abonelerin izleyebileceği beIN Connect'e alıyorlar.
Tabii başka kaç kanalda, kaç diziye bunu yapıyorlar bilemem. Ama resmen diyorlar ki, "Yıllardır izlediğiniz bu dizilere güncel devam etmek istiyorsanız, gelin pahalı DigiPlus kutumuzu alıp, ona abone olun ki, biz buradan da vuralım.." Peki bu ayıbı yapıyorsunuz da, bilgi notuna niçin yazmıyorsunuz..
"Bu geçen ayki programdır.
Günceli beIN Connect'te" demiyorsunuz?.
Niye benim yazmamı bekliyorsunuz, aylardır kandırdığınız abonelerinize gerçeği söylemek için..
Katarlı dostlar,
Sırtımızdan milyonlar kazanıyorsunuz. Küresel dünyada böyle. Tamam.. Ama size milyonlar kazandıran insanlara biraz saygılı olun, lütfen!.

***


Neden "Zorunlu!.."

Haber kanallarına bakmıyorum. Alt yazılarında dahi beni zehirlemesinler diye.. Ana haberlerin hiç birini izlemiyorum.. Bazı gazeteleri tümüyle okuma listemden çıkardım. Bazı yazarları da..
3 aydan beri süren karantina günlerimde hem ruh, hem fizik sağlığımı (İkisi birbiriyle yakından ilgili çünkü) koruma ve kendimi bomba gibi hissetme sebebim bu..
Günün her saati neşeliyim. Çünkü asap bozan bazı mikropları, görme ve duyma alanıma sokmuyorum. Sosyal değil, habersel ve yorumsal mesafe ve maske uygulaması yapıyorum yani.
Sonuç yüzde 100 başarı!.
Bu yüzden evde salondayken en çok açık duran kanallar TRT Müzik ve TRT2!.
Bazı gerzekler (Kusura bakmasınlar) niye en çok bu 2 kanalı eleştirdiğimi anlamışlardır, sanırım..
Şimdi bu iki kanal da "Kamu Televizyonu.." Devletten halka yönelik önemli ve yararlı mesajları da bunlar yayınlıyor.
Sağlık Bakanlığı mesela, koronadan koruma konusunda harika spotlar hazırlamış.
Tekrar tekrar izlemekten bıkmıyor insan. Ne var ki üst köşede bir yazı var. Spotta verilen mesajı nerdeyse sıfırlıyor..
"Zorunlu Yayın!." Yarattığı algıya bakar mısınız?.
"Biz bu fikirde değiliz ama, zorla yayınlıyoruz." Benim köşemin tepesinde "Zorunlu Yorum" lafı görseniz, okur musunuz?. Ya da ne derece ciddiye alırsınız?.
Yahu şuna "Kamu spotu" deseniz..
Yapanın devlet, muhatabın seyirci olduğunu anlatırsınız böylece..
TRT de, "Emir kulu kurum" olmaktan kurtulur.

***


Tebessüm
Doktor, hastanede odasına girerken, yan odadaki doktorun kapısı açıldı. Bir kadın çıldırmış gibi çığlıklar atarak dışarı fırladı.. Hemen peşinden koştu..
"Ne oldu hanım efendi" dedi. "Şuraya oturun sakinleşin biraz.." Kadını oturttu. Konuştular. Sakinleşen kadın teşekkür edip giderken, doktor, meslektaşının odasına daldı.. Komşu doktor masasında bir şeyler yazıyordu.
"Nedir bu yaptığın" dedi. "Kadın 67 yaşında. 4 çocuğu, 7 torunu, 9 tane de torununun çocuğu var. Sen kalkmış bu kadına 'Hamilesiniz' diyorsun!."
Başını yazdığı nottan kaldırmadan cevap verdi arkadaşı..
"Hıçkırığını geçirdim ama, değil mi?.


Sevdiğim Laflar
"Hayallerinize güvenin çünkü sonsuzluğun kapısı onlarda saklıdır."
Halil Cibran

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA