Fenerbahçe'nin dün geceki görüntüsüyle Zaragoza'yı İspanya'da yenip UEFA'da dördüncü tura kalması, yani zoru başarması ancak tesadüflere bağlıydı. Onlar da gerçekleşmedi.
Zaragoza'nın taktik planı tahmin edildiği gibi daha maçın başında belli oldu. Kadıköy'deki galibiyetin avantajını düşünerek
önce savunma güvencesi oluşturdular. Sonra da kazandıkları toplarda çabuk ataklar yapmaya çalıştılar.
Fenerbahçe, rakibinin oturmuş, kalabalık, agresif alan savunması karşısında ilk 45 dakika boyunca tek organize atak dahi geliştiremedi . Ağır hazırlık pasları Zaragoza'ya hep yerleşme şansı verdi. Kolektif bütünlük olmadığından kanatlar da hiç çalışmadı. Ortadan varyasyon yapacak çabukluk yoktu. Gol ümidi sadece duran toplara kalmıştı. Ama bizim ligimizdeki kolaylığı İspanyol ekibi sunmadı. 18 içindeki hava hakimiyeti ve iyi adam paylaşımıyla duran topları tesirsiz hale getiren Zaragoza, erken skor avantajı yakalayınca hem rahatladı hem de daha garantili oynamaya başladı. Ayrıca profesyonel hareketlerle vakitten çalmayı da ihmal etmediler.
Daum'un çılgınlığı
İkinci yarı ilk devreye oranla çok değişik görüntüdeydi. F.Bahçe risk alırken Zaragoza daha etkili çıkışlar yapıyordu.
Ve bu devrede iki takım da çok pozisyona girdi. Fenerbahçe'ye devrenin ilk 10 dakikasında oyunun seyrini değiştirebilecek ikiüç tane pozisyon geldi. Bunlardan biri gol olsaydı Zaragoza paniğe girebilirdi. Sonra Daum yine çılgınlık yaparak Nobre ve Anelkalı takımda Hooijdonk'u sahaya sürdü. Nobre'den de yeni bir orta saha keşfetmiş oldu!..
Artık orta sahada Aurelio tek başına kalınca Zaragoza ikinci golü her an atabilirdi. 10 dakika içinde fark ikiye çıktı; maç orada bitti. Daum'un bir önemli yanlışı da Serkan'ı 35 dakika ortanın solunda oynatmasıydı. Bu tercih, F.Bahçe için 35 dakika boyunca handikap oluşturdu. Son anlarda Alex'in attığı gol teselliden öteye geçemedi.
Dün gece eğer Rüştü'nün dört tane çok kritik kurtarışı ve Aurelio'nun müthiş dinamizmiyle büyük görev aşkı olmasaydı çok farklı bir skor da ortaya çıkabilirdi. Zaragoza'nın kapasitesi belli. Böyle bir rakip karşısında iki maçta bu kadar kolay teslim olunması benim sezon başından beri vurguladığım konuyu da açıkça belgeledi:
Fenerbahçe bu kadro yapısı ve bu teknik direktörle Avrupa'da yarışamazdı... Yarışamadı da...