Yeni Hasan Doğan federasyonu ile birlikte Oğuz Sarvan'ın başkanlığında inandığım, güvendiğim bir MHK göreve geldi. Cüneyt Çakır'ın derbideki kötü yönetiminin ileride şans mı şanssızlık mı olduğunu zaman gösterecek.
FİFA ve UEFA'nın hakemlere ivedilikle tavsiye ettiği iki şey var: 1-Maçın üstüne çıkma. 2-Kurallar uygulanacak ama gerilimi yükseltecek kart enflasyonu yaratma.
Hakemlerimiz için en büyük şans Şampiyonlar Ligi ve futbolda üst düzey ülkelerdeki lig maçlarının tümünü televizyondan izleme olanaklarının bulunması. Avrupa'da üst düzeyde hakemler kesinlikle kolay kart göstermiyorlar. Gösterdikleri sarı ve kırmızı kartlar "Aaa, doğru mu?" diye genelde tartışılmıyor. Göstermedikleri konuşuluyor. En canlı örneğini cumartesi yaşadım. SchalkeBayern Münih maçını yöneten Alman hakem ilk sarı kartını 70. dakikada gösterdi. Bu sert ve gerilimli maçı da 4 sarı kartla ve olaysız bitirdi. Cüneyt Çakır yönetse son derbiden fazla kart çıkarırdı.

YILDIRIM ÖRNEKTİR
Yalnız Cüneyt Çakır değil bütün üst düzey hakemlerimiz kolay kart gösteriyor. İşte son haftaya baktığımızda Fırat Aydınus bedavadan Gökdeniz'i attı. Son derece centilmence geçen, tek sert hareketin olmadığı ve sıfır kartla bitmesi gereken BursaSivas maçında Selçuk Dereli 5 kart çıkardı. İddia ediyorum; hakemlerimiz bu mantaliteyle İnter-Milan veya Real Madrid-Barcelona maçlarını yönetseler 90 dakika bitmez. Hangi takım daha önce 6 kişi kalırsa hükmen mağlup olur. Bugün Avrupa'daki hakemlerin kart uygulamasını ülkemizde benimseyen tek isim var, Yunus Yıldırım. O da kimseden hakettiği ilgi görmüyor.
Şimdi MHK başkanı veya üyeleri bana sorabilirler. FİFA'nın kartlar için titizlikle uygulanmasını istediği bir takım kurallar var. Biz buna titizlik gösteriyorsak, hakemlerimiz de bunları tam tamamına uyguluyorsa bizdeki yönetimler mi yanlış yoksa Avrupa'daki yönetimler mi? Doğruyu kimin yaptığı ortada!!!