Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Abdullah Gül 'Avrupa' diyor ama?

Türkiye'nin şeffaflaşmasını gerçekleştirecek ve Avrupa Birliği'ne uyumunu sağlayacak en önemli ve en temel yasa yeni Türk Ticaret Kanunu'ydu ve bunun bir devrim olduğunu herkes biliyordu. Nitekim AB ilerleme raporlarında yeni TTK üzerinde bu nedenle önemle ve ısrarla duruldu.
Hatta büyük sermayenin temsilcisi TÜSİAD, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı "AB çapasından uzaklaşıyoruz" diyerek eleştirince, Erdoğan, "Türkiye'yi AB çapasından uzaklaştıran biz değil sizlersiniz" diye cevap verdi. Ve çok önemli bir şey açıkladı. "AB'ye uyum yasası olan yeni TTK'yı yıllardır sizin engellemeniz nedeniyle TBMM'den çıkartamadık, hadi engelleri kaldırtın hemen çıkartalım" dedi.
Bu açık meydan okuma karşısında zenginler kulübü mecbur kalıp yasanın çıkmasına engel olamadılar. Fakat zenginler kulübünde oyun bitmeyeceği için yeni TTK tam yürürlüğe gireceği sırada bu defa yine TÜSİAD ve TOBB öyle bir lobi yaptılar ki! Medyada büyük bir gürültü çıkartarak yeni TTK'nın Türkiye'ye şeffaflık getiren bütün maddelerini tırpanladılar. Türkiye'yi halka hesap vermeyen, denetlenmeyen eski sistemine mahkûm ettiler.
Yeni TTK'nın devrim niteliğindeki şirketten para çekmeyi yasaklayan, sahte şirket kurmayı önleyen, faturaya isim yazma zorunluluğu getiren, bilançoları uluslararası standartlara göre hazırlayıp internet sitesinde duyurma türünden şeffaflık getiren bütün demokratik hükümleri kaldırıldı. Böylece AB uyum yasası olan yeni TTK hem yapısal reform olmaktan çıktı hem de AB'nin müktesebat uyumunu karşılayamaz hale geldi.
Aradan çok kısa zaman geçti ve TBMM'nin açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şunları söyledi: "AB üyelik perspektifinin getirmiş olduğu ivmeyle Türkiye'nin, ekonomisini ve demokrasisini güçlendiren ve vatandaşlarımızın hayat standardını yükselten pek çok reforma öncülük ettiği bir gerçektir. Çoğu kez karşı taraftan kaynaklanan nedenlerle süreç yavaşlasa da biz kendi işimize bakmalı ve AB müktesebatı çerçevesinde atılması gereken doğru adımları kararlılıkla atmalıyız.
Bu nedenle, Yüce Meclis'ten beklentim, AB uyum yasalarına ve reformlarına yönelik önceliğin yeniden tesis edilmesi ve bunların bütün vatandaşlarımız adına somut kazanımlara dönüştürülmesinin sağlanmasıdır" dedi.
Gül, böylece Meclis'e hitabında AB perspektifinin ne kadar önemli olduğunu belirtti. Oysa Meclis'e hitap ederken bunları söyleyen Gül, yeni TTK'nın şeffaflık getiren hükümlerini değiştiren yasayı hiç itirazsız onayladı.
Gül'ün konuşmasını AB perspektifini savunduğu için alkışlayanlar, nedense TÜSİAD ve TOBB yeni TTK'nın şeffaflık getiren hükümleri değiştirtirken ve Çankaya da bunu tereddütsüz onaylarken hiç seslerini çıkarmadılar, köşelerinde "bu değişiklerle AB'den uzaklaştık" diye hiç yazmadılar.
Şimdi çok merak ediyorum Meclis'ten AB perspektifi isteyen Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin iş ve şirketler dünyasına şeffaflık getiren ve bütün Türkiye halkını tüketici olarak koruyan yeni TTK'nin bütün bu hükümlerini değiştiren yasa değişikliklerini nasıl onayladı?
AB ile uyum sağlamanın önemine dikkat çeken Gül Çankaya'da neden tam tersi davrandı? Türkiye'yi AB uyumundan uzaklaştıran bu yasayı nasıl onayladı? Bu sorunun cevabı verilmeli. Aksi takdirde yapılan konuşmalar hiç inandırıcı olmuyor, günlük siyaset için edilmiş laflar düzeyinde kalıyor.
Not: Hayvan Hakları Yasa tasarısı geri çekildi. Çok iyi oldu. Çünkü köpekler İstanbul'a Fatih Sultan Mehmet'in ordusuyla geldiler.
Sonra hür köpekler ve kediler sosyal yaşamımızın bir parçası oldular. Onları İngiltere'den ABD'den tercüme edilen yasa hükümleriyle toplama kamplarına koymak bizim kültürümüze ve sosyal yaşamımıza uymaz. Biz batılılar gibi davranıp, sahipsiz bunlar diyerek onları öldüremeyiz. Geçmişte bunu İttihat ve Terakki modernlik adına yaptı. İttihat ve Terakki yöneticileri, Batı'dan örnek alarak köpekleri Hayırsız Ada'ya sürdü. Onları inleterek öldürdü. Hatırlayacaksınız ilahi adalet İttihat ve Terakki yöneticilerini çok ağır bir biçimde cezalandırdı.
O halde hür köpekler ve kediler alıştıkları mahalle ortamında yaşamaya devam etmeliler ve onlara işkence ve kötü muamele edenlere ağır ceza getiren yasal düzenleme yapılmalı. Onların sağlıkları için gerekli bakım ve kontrollerinde yerel yönetimler görevli olmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA